•••İzuku
Başka ne denir bilmiyorum ama..
İnanılmaz cidden.
Dönem boyunca okul dışında karşılaşmak için her şeyi yaptığım çocuğun olabilecek en kötü zamanlamada kendiliğinden karşıma çıkması.. sadece inanılmaz.
"Todoroki?" Dedim şaşkınlıkla ve hızla Kacchan'dan uzaklaşırken gergince güldüm. "Ah, selam! Ne yapıyorsun burada?"
Todoroki düz bir surat ifadesiyle bir bana bir Kacchan'a baktı. Ardından tekrar bana baktı. "Ablamla alışverişe çıkmıştık. Siz.. ne yapıyorsunuz?"
"Şey.. biz de alışverişe çıkmıştık. Yani.. ım.. annelerimiz yakın da. Bizden almamızı istedikleri şeyler vardı."
Todoroki gözlerini kıstı. İfadesi sabit, fakat bakışları memnuniyetsizdi. "Anladım.."
Doğruyu söylemek gerekirse hiç inanmış gibi durmuyordu fakat elimden gelenin en iyisi buydu. Sonuçta ona, buraya seni tavlamak için Kacchan'dan ders almaya geldim, diyemezdim.
"Shoto! Bak ne buldum- Ah! Bunlar kim?"
Fuyumi abla -eltim- elinde birkaç gömlekle yanımıza gelirken kaşlarını kaldırarak bize baktı. Ardından gözlükleri itip daha yakından incelerken bakışları farkındalıkla büyümüştü. "Bekle.. sizi zaten tanıyorum galiba! Turnuvada Shoto'nun rakipleriydiniz, değil mi?"
"Doğru bildiniz," dedim sevecen bir tavırla. "Turnuvada beraberdik. Ayrıca sınıf arkadaşlarıyız."
"Ah öyle mi? Ne şanslıyım! Hep Shoto'nun arkadaşlarıyla tanışmak istemiştim," ardından hafifçe kardeşinin kafasına vurdu. "Ama kendisi bir buz küpü olduğu için hiç zahmet bile etmemişti."
"Abla!"
Güldüm.
"Ay bu arada," dedi Fuyumi abla bana ve Kacchan'a bakıp. "Shoto'yla buradan kahve içmeye geçecektik. Bize katılmaya ne dersiniz?"
Hızla gözlerim açılırken içimden bir sevinç çığlığı attım. Fakat aşırı tepki vermemek ve gülümsememek için yanağımın içini ısırıp sakince cevap verdim. "Ah.. katılırız tabiki.. değil mi, Kacchan?"
Kacchan'a dönüp imayla ona baktım. Kacchan ise hafifçe yüzünü ekşitip dudaklarını araladı. Tam bir şey söylemek üzereydi ki bakışlarımın açıkça onu uyarıyor olduğunu fark etti. Hele bi reddet de görelim, Kacchan. Meydan okurca gözlerini kıstığında biraz daha kaşlarımı çattım.
Ve sonunda bıkkınlıkla nefesini üfleyen Kacchan geri adımı atmıştı. "Evet tabi.. katılırız. Seve seve."
Yüzüme kocaman bir gülümseme koyup Todoroki ve Fuyumi ablacığıma döndüm. Fuyumi abla aynı benim kadar enerjik bir şekilde konuştu. "Harika! Hadi gidelim." Ardından koluma girdi ve beni sürüklemeye başladı. "Gerçekten çok güzel bir tesadüf oldu bu! Çünkü dürüst olmak gerekirse.. özellikle seninle tanışmak istemiştim."
"Oh.. öyle mi? Neden peki?"
"Turnuvada olanlar yüzünden elbette!"
"Huh? Ne demek istiyorsunuz?"
"Sen.. Shoto'yu ateş gücünü kullanması için ikna edebilen tek kişisin, değil mi?"
"Ah.. evet ama bu sadece.. şey.."
"Shoto için özel olmalısın. Sonuçta küçüklüğünden beridir nefreti yüzünden kendi potansiyelini sınırlandıran bir çocuktan bahsediyoruz. Ve ne hikmetse yeni tanıştığı biri bu nefretin önüne geçmesini sağlıyor.." Dedi bana bakıp gülümseyerek ve sonra göz kırptı. "Tuhaf değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐮𝐬𝐡 𝐎𝐧 𝐇𝐚𝐭𝐞 - BakuDeku
Fanfiction"Bugün birisi bana aşkını ilan etti. Daha fazla onu perişan etmememi, enkaza döndüğünü söyledi. Ama asıl perişan olan ben değil miyim? O dizlerimin önünde ağlamaya devam ederken.. itiraf edenin sen olduğunu hayal ettiğim için perişan olan ben değil...