𝐂𝐫𝐮𝐬𝐡 𝐎𝐧 𝐇𝐚𝐭𝐞 - BakuDeku

Özel Bölüm 2

•••

4 yıl önce, xxxxx Ortaokulu

Saat öğle yemeği zamanı geldiğini belli ederce üç kez çalmıştı, öğrenciler şimdi hep beraber sınıftan çıkarken neşeli gözüküyordu.

En önde ise diğerlerinden bariz bir şekilde kısa olan ve genellikle özgünlüksüz olmasıyla tanına yeşil saçlı, yeşil gözlü ve çilli bir çocuk vardı. Diğerlerine bir şeyler anlatırken kendini adamış gibiydi. Anlattığı her olayı tekrar yaşıyordu sanki. Etrafındaki çocuk sürüsü de onun kadar heyecanlı, beklentiyle yeşil saçlı çocuğu dinliyordu.

Arkalarında duran Katsuki kaşlarını çattı. Bir türlü anlayamıyordu. Nasıl herkes bu çocuğu böyle çok seviyor olabilirdi? Ne farkı vardı ki? Anlamsız hikayeler anlatıyor ve milleti kandırıyordu sadece.. Sevilecek neyi vardı gerçekten de?

"Nasıl yani?? Muzun kabuğu yeniliyor mu?"

Çocuklardan biri şaşkınlıkla sordu. Yüzü anlamsız bir ifadenin çizgileriyle çevrelenmişti. Karşısında duran yeşil saçlı çocuksa bariz bir şeyden bahseder gibi omuz silkti ve rahat bir ifadeyle cevap verdi. "Tabi yenir. Asıl yenilen yeri kabuğu zaten."

"Hayır! Yalan söylüyorsun! Eğer yenseydi şimdiye kadar görmüş olurduk. Ama herkes kabuğunu atıyor!"

"Senin çevrendekiler ne biliyor da onlara inanıyorsun?" Dedi yeşil saçlı. "Ben bunu profesyonel bir manav amcadan duydum. Muzun kabuğunu zeytinyağı ile pembeleşinceye dek kızartıyorsun, sonra da içine incir yaprağı koyuyorsun. En son da hepsini bir blenderdan geçirip dolapta iki saat dinlendirdin mi? Oh!!! Al sana doğal ve inanılmaz yarayışlı bir kahvaltılık krema!! Tadı da tek kelimeyle efsane oluyor!!Bir kez deneyince Nutella'yı falan unutursun vallahi. Evin yolunu hatırlamazsın, anneni babanı satarsın o derece.."

Katsuki yüzü iğrenirce gerilirken düşüncelerini dile getirmemek için direndi. Açıkça çocuğun yalan söylediğini, etrafındakileri kandırdığı kesindi. Ama nasıl oluyorsa yanındaki aptallar çocuğa inanmış gibiydi. Bu çocuğun anlattıklarından daha da tuhaftı..

Katsuki bu grubun IQ ortalamasının tek haneli olabileceğinden şüpheleniyordu.

Derken Katsuki yemek sırasının çoktan kendilerine geldiğini fark etti. Yanındaki iki arkadaşıyla yemeklerini alıp boş bir tarafa geçmek üzereyken, Katsuki yeşil saçlı çocuğun aynı kalabalıkla birlikte tek bir masaya oturduklarını fark etti. Hâlâ hararetle bir şey anlatıyor gibiydi. El hareketlerini ve mimiklerini öyle abartıyla kullanıyordu ki, üst sınıflar bile durup o çocuğu dinliyordu.

"Sadece muz değil, portakalın kabuğu da çok yararlı bir besindir! Kahvaltılık muz-incir kremasını fazla uğraş verici olarak görüyorsanız eğer, şimdi vereceğim portakal kabuğu tarifini deneyebilirsiniz. Çok basit çünkü. Tek yapmanız gereken taze toplanmış portakalın kabuğunu soymak ve tuza batırıp yemek."

Bu sefer çocuklardan biri inanmamış gibiydi. Anlam vermeyen yüz ifadesiyle sordu. "Tuz ne alaka ya! Bana sallıyormuşsun gibime geldi.."

Katsuki kafasını salladı. Sallıyor zaten.

"Ne alaka mı? Edebiyat dersini dinlemedin heralde. Tuzla portakalın içindeki asit birleşince biyolojik bir tepkime başlar, vitaminler birbirine yapışıp büyür ve sağlığımız açısından daha aktif hale gelirler. Bunu bilmiyor muydun?"