•••İzuku
"Of.." diye söylendim dertli dertli. "Şaka gibi bir gün."
Kacchan kapıyı açtıktan sonra yere koyduğu poşetleri alıp içeri geçti. "Aptal aptal sızlanmayı keser misin artık? Yol boyu cırtlak sesini yeterince çektim zaten."
"Hüü.. arkadaşım olarak beni teselli etmen gerekmez mi?"
"Ben senin arkadaşın değilim. Ayrıca bu rezilliğin kendi aptallığının sonucu. O yüzden gerçekten sızlanmayı kes yoksa bugün sokakta uyursun."
Elimi kalbime koyup dramatik bir hüzünle inledim. "Ov.. Kacchan. Bu acıttı. Sonunda beni sevmeye başladığını düşünmüşt-"
Ben lafımı bitiremeden Kacchan döndü ve bana baktı. Yüzünde öylesine bir ifade vardı ki her an kusabilirmiş gibiydi. Gözlerimi devirdim. "Bu surat ifadesi de ne, seni pislik? Çok ihtimal dışı bir olasılık mı bu-"
"Evet."
"Şerefsiz," dedim kafamı eğip ayakkabımı çıkartırken. Ve tabiki bunu sessizce söyledim çünkü Kacchan'ın 'bugün sokakta uyursun' derken şaka yapmadığını biliyordum.
"Ee.. bugün ne yapıyoruz?"
Ceketimi çıkarıp vestiyere astım. Ardından Kacchan'ın ardından tıpış tıpış ilerlemeye başladım. O ise sorduğum soruya kayıtsız bir sesle cevap verdi. "Beni rahatsız etmeme şartıyla istediğin ne halt varsa yapabilirsin."
"Tüh.. ben bugün seni rahat bırakmayı hiç planlamıyorum ama." Diyip kapısının önünde bekleyen Kacchan'ın aniden sırtına atladım. Hızla ayaklarımı beline, kollarımı boynuna sarmıştım ki Kacchan irkildi. Hazırlıksız yakalanmış olmalıydı. Boynundaki kolumu kavrarken sinirle gürledi. "Deku! İn hemen üstümden!"
"İnerim. Ama yalnızca benimle zaman geçirmeyi kabul ederse-"
"Hayır!"
"O zaman şansına küs, Kacchan'cık."
"Bana özgünlüğümü kullandırtma, Deku."
"Sen kullanırsan bende kullanırım ve sonuç olarak tüm evi mahvederiz. Gerçekten bunu istediğine emin misin?"
"Pişman olmadan önce hemen in üstümden!"
Sinirle beni üstünden atmaya çalışıyordu fakat daha sıkı sarılıp kafamı kulağına yaklaştırdım. "Allah allah? Nasıl pişman edeceğini de söylesene," dedim sırıtarak. O ise hırlar gibi dişlerini sıktı. "Şaka yapmıyorum, Deku. İnmezsen bir yerlerini patlayacağım şimdi."
"Hiçbir şey yapamazsın," dedim kafasını çeviren Kacchan'la göz göze gelirken. Fazlasıyla sinirli gözüküyordu doğrusu. Kırmızı gözleri kısılmış, şakaklarındaki damarlar belirginleşmişti. Sırıtışım genişlerken kışkırtıcı bir şekilde konuşmaya devam ettim. "Annen yanağımda küçük bir çizik dahi görse pişman olacak kişi sen olursun çünkü."
"Biliyor musun?" Dedi meydan okuyan bir gülümsemeyle. "Beni istediğin kadar tehdit et, Deku. Ama her şey bittiğinde elime düşmekten kurtulamayacaksın ve o zaman bu yaptıklarının bedelini sana tek tek ödeteceğim."
"Öyleyse o zamana kadar eğlenmeliyim, değil mi?" dedim ve onu daha çok sinirlendirmek adına yanağına bir öpücük kondurdum. "Muah!"
"SİKTİR! NE YAPIYORSUN SEN?!"
Kacchan veba kapmış gibi yanağını silmeye başladığında dengesini kaybettiği için bende sarsılmaya başladım. Düşmemek için daha sıkı tutunmaya yeltenmiştim ki boynuna iyice sarıldığım Kacchan nefes nefese bağırdı. "Aptal! Nefes alamıyorum?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐮𝐬𝐡 𝐎𝐧 𝐇𝐚𝐭𝐞 - BakuDeku
Fanfic"Bugün birisi bana aşkını ilan etti. Daha fazla onu perişan etmememi, enkaza döndüğünü söyledi. Ama asıl perişan olan ben değil miyim? O dizlerimin önünde ağlamaya devam ederken.. itiraf edenin sen olduğunu hayal ettiğim için perişan olan ben değil...