⚠️: Bu bölüm smut içermektedir!!•••
"Hahahahahhahah!!!" İzuku'nun kontrolsüz kahkahaları yankılanırken Katsuki yüzünü ekşitti. Fakat suratına sürülmüş olan maske kurumuştu ve herhangi bir ifadeye bürünmesine izin vermeyecek kadar gerginleşmişti. Kaşlarını bile çatamazken sinirle mırıldandı. "Sana uyduğuma inanamıyorum. Bir aptal gibi hissediyorum."
İzuku gözleri yaşarmış, gülmekten iki büklüm olmuşken karşısındaki sevgilisine baktı. "Ahhahahaha!! Ö-öleceğim sanırım hahahah!! Şuanki tipini görmen gerek, Kacchan!"
"..."
"Tanam tamam. Bakma öyle," dedi İzuku elinin tersiyle gözyaşlarını silip. Kahkahalarını durdurmaya çalışıyordu, ve bir yandan ise Katsuki'nin kafasına geçirdiği kedi kulaklı bandanayı düzeltti. Fakat simli pembe maskesi ve bu bandanayla öylece dikilen Katsuki'ye bir kez daha baktığında dayanamayıp tekrar kahkahalara boğuldu. Nefesi kesiliyordu. "PFFFT HAHAHAHAHHA!! KA-KACCHAN SEN.. HAHAHAHH.. SÜPER GÖZÜKÜYORSUN. Lütfen resmini çekmeme izin ver!!"
"Hayır." Dedi Katsuki net ve sinirli bir sesle. "Bu kadar yeter. Yüzümü yıkamaya gidiyorum."
"D-dur!" Dedi İzuku hızla kalkmakta olan sevgilisinin koluna yapışıp. Hâlâ gülüyordu. "Daha on dakika olmadı! Bak işe yaramaz sonra ahahhaha!"
Katsuki yüzünü ekşitmeyi deneyip ona baktı. Cevap veremeyecek kadar sinirlenmişti. Fakat gönülsüzce tekrar oturdu ve küçük bir çocuk gibi surat asarken İzuku'nun ona sözde 'cilt bakımı' yapmasına izin verdi. Bu hali çok tatlıydı. İzuku'nun kalbini çarptırıyordu.
Bu yüzden İzuku uzandı. Ve sevgilisinin boynuna kollarını dolarken kucağına çıktı ve ateşten daha sıcak sesiyle konuştu. "Kacchan.. çok fenasın. Beni nasıl tavlayacağını iyi biliyorsun." Bir eli Katsuki'nin çenesindeydi. Yukarıdan ona bakarken bakışları keskin birer ok gibiydi. Katsuki'yi acımasızca avlıyordu. "Bak. Bir kez daha kucağına çıktım. Ve sen böyle tatlı olmaya devam ettikçe, bende kucağına çıkmaya devam edeceğim."
Katsuki konuşamıyordu.
Onun bu hallerine alışmış olması gerekirdi doğrusu. Yaklaşık bir yıla yakındır sevgililerdi. Ve çoğu zamanlarını birlikte geçiriyorlardı. Ama İzuku'ya uymak, alışmak veya ayak uydurmak o kadar da kolay sayılmazdı. Özellikle en küçük hareketinde kaskatı kesilen Katsuki için.
"Deku.."
"Hm? Ne söyleyeceksin?" Dedi İzuku sırıtıp ona eziyet etmekten eğlenir gibi alayla gözlerini kısmışken. "Ben kucağına çıktığımı söyledim. Ve şuan da kucağındayım, öyle değil mi? Bundan sonra ne yapmak istersin? Her şey senin elinde. İstersen beni şimdi buracıkta becer. Yada yatağa yatırıp bayılana dek.. Ama söylemelisin. Söylemezsen bilemem, değil mi?"
Katsuki kaşlarını çattı. Hâlâ konuşamıyordu. Onun oyununa gelmek istemeyecek kadar gururlu, ama söylediği şeyleri yapmak isteyecek kadar yanıyordu. Şimdiden bile kasıklarının zonkladığını hissediyordu sanki. Yapmak istiyordu. Onu yatırmak, beyaz vücudunu dişleyip ele geçirmek, kahkahaları gibi kontrolsüzce içine girip çıkmak istiyordu. Ama bunu söylemek..
İzuku'nun sırıtışı genişledi.
Sevgilisinin ızdırap içinde olduğu açıkça ortadaydı. Dudaklarını birbirine bastırmış, tereddüt ve kararsızlıkla kaşlarını çatmıştı. O böylesine aşağılanmış bir yüz ifadesiyle kaskatı dikilerken İzuku kıkırdadı. Onu öpüp rahatlatmak isteyen bir tarafı olsa da, eziyet etmek isteyen tarafı daha baskındı. Çok eğleniyordu. "Ne yani? Bir şey yapmayacak mısın? Pekala. Bende kalkıyorum o zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐂𝐫𝐮𝐬𝐡 𝐎𝐧 𝐇𝐚𝐭𝐞 - BakuDeku
Fanfiction"Bugün birisi bana aşkını ilan etti. Daha fazla onu perişan etmememi, enkaza döndüğünü söyledi. Ama asıl perişan olan ben değil miyim? O dizlerimin önünde ağlamaya devam ederken.. itiraf edenin sen olduğunu hayal ettiğim için perişan olan ben değil...