"Ah Tanrım!"
Elimdeki kremi Chris'in darbe almış elmacık kemiğine sürerken ağzından acı dolu bir inleme çıktı.
"Yarın sete böyle nasıl gideceksin?"
Chris gözlerini sıkıca kapatmış pansumanın bitmesini bekliyordu.
"Makyajla hallederler," dediğinde kremi sürmeye devam ettim. "Grace!" diye acıyla inledi.
Dikkatle kremi sürmeye devam ederken gözlerini açtı.
"Bilerek yapıyorsun değil mi?"
Onunla göz teması kurmadan işime devam ettim.
"Canımın acıması hoşuna mı gidiyor?" diye sorduğunda omuz silktim.
"Aslında hayır ama biraz hak ettiğini düşünüyorum."
Yüzünü acıyla hafifçe buruşturduğunda hareketlerimi yavaşlattım ve eğilip diğer yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
"Tamam üzgünüm, sadece gerginim," dediğimde az önce aldığı öpücüğün etkisiyle bütün acısını unutan Chris muzipçe gülümsedi.
"Öpücük iyi geldi."
Malzemeleri toplayıp kullandığım pamukları çöpe atarken Dodger ayağımın altında dolanmaya başladı. Hastaneden sonra Chris'in evine gelmiştim ve ayrı arabaları kullandığımız için henüz olanlar hakkında konuşmamıştık. Gelir gelmez ona yeniden pansuman yapmaya başlamıştım.
"Konuşalım mı?"
Chris ayağa kalkıp yanıma geldiğinde ona döndüm.
"Konuşalım. Ama önce duşa girebilir miyim? Artık bir işim olmadığı için sabahları duş almak zorunda değilim. Akşam alabilirim."
Chris gülümsedi ve başıyla onayladı. Önden benim yürümeme izin verdiğinde merdivenlerden çıkıp odasına geldik.
"Bence birkaç eşyanı buraya getirmelisin."
Dolaptan çıkardığı siyah bir tişörtü bana uzattığında gülümsedim.
"Sen de bana."
Elinden tişörtü alıp temiz havlu çıkardım ve banyoya girdim.
"Sen duş alacaksan yine aşağıdaki banyoyu kullanabilirim."
Söylediğim şey son anda aklıma gelmişti. Bu yüzden banyonun kapısında durmuştum.
"Sorun değil. Senden sonra alırım. Zaman kaybetmek istemiyorsan birlikte-"
"Birlikte duşa girme fantezin mi var?"
Sözünü tamamlayamadan konuştuğumda kahkaha attı.
"Neden olmasın?" deyip arsız bir bakış attığında güldüm.
"Belki başka zaman."
Kapıyı kapatıp üstümdekilerden kurtuldum ve kendimi sıcak suyun altına atıp bugün olanları düşündüm. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki neyi düşüneceğimi bile bilemiyordum. Robert bugün bütün dünyaya kızı olduğumu açıklamıştı. Bu düşünmem gereken en önemli şeydi. Açıklamasından sonra onunla konuşamamıştım bile. Yarın ilk iş onu arayıp görüşmeyi planladım. Onunla olmak beni iyi ve rahat hissettiriyordu. Baba-kız ilişkimiz için henüz yeni yeni adımlar atmaya başlasak da iyi arkadaş olduğumuzu biliyordum. Robert iyi bir dinleyiciydi ve benim bugün yaşadığım bütün karmaşayı da dinleyecekti. Ona Justin Teper'dan da bahsetmeye karar verdim. Bugün attığı mesajlar canımı sıkmıştı. Robert'ın Jonathan Zacker'la arkadaş olduğunu düşünürsek belki onunla konuşup bir şeyleri düzeltebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUGHTER OF DOWNEY / CHRIS EVANS
FanfictionBu yaşıma kadar adını bile merak etmediğim adam kapıma dayanıp "Sanırım senin babanım," dediğinde tek bir cümlenin hayatımı tamamen değiştirebileceğini bilmiyordum. Yanılmışım. Chris Evans Hayran Kurgu 14.01.2017 Glaceetfeu