"Bir dakika bir dakika. Robert söylediğin şeyi tekrar eder misin?"
Scott şaşkın bakışlarla Robert'a bakarken Robert az önce polisten aldığı haberin etkisindeydi.
"Chris Grace'in yerini bulmuş. En yakın birimler yola çıkmış. Polis Chris'e ulaşamıyormuş şu an."
Scott duyduğu şeyle salonda dört dönerken Robert gitmek için hazırlanıyordu. Susan dikkatle eşini izlerken, Skylar ve Indio sarılıyordu. Sebastian ve Scarlett salonda dört dönen Scott'ı sakinleştirmek yanına gitmişti.
"Aptal olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim." Scott sinirle konuşurken Sebastian elini onun koluna koydu. "Aptal herif! Hava alacakmış! Bir şeyler gizlediği belliydi."
Scarlett arkadaşının kardeşini sakinleştirmek istercesine Sebastian gibi elini onun koluna koydu.
"En azından Grace bulundu. Polisler oraya doğru gidiyor. Merak etme bir şey olmayacak."
Scott koltuğa oturup elleriyle yüzünü kapattı.
"Neden tek başına gitti ki? Neden polisleri aramadı?" Sinirle soludu ama sinirli olmaktan çok endişeliydi. "Aptal herif!"
"Polis en son iletişim kurduğunda buradan 2.5 saat uzaklıktalarmış. Adresi gönderdiler."
Robert hızlı hareketlerle hazırlanırken salondakilere baktı. Ardından eşine döndü.
"Hayatım, sen burada kal. Indio arabayı hazırla. Yeteri kadar hızlı gidersek 1.5 saatte varırız."
Robert art arda konuşurken gerginliği ses tonuna yansıyordu.
"Tanrım...Umarım ikisi de iyidir."
Son cümlesi kendi kendine fısıldamaktan öteye geçemese bile Susan onu duyup sırtını sıvazlamıştı.
"Dikkatli olun," diyerek eşiyle vedalaştığında Scott da onlarla beraber kapıya yürüdü.
"Ben de geliyorum. Arkanızda olacağım."
Indio bir şey demeden onu başıyla onayladığında Skylar onlara doğru yaklaştı.
"Ben de ge-"
Indio kız arkadaşının sözünü kesti ve elleriyle nazikçe kollarını tuttu.
"Sky sen burada kal. Hastaneyi arayıp hazırlıkları yapmalarını söyle. Umuyorum ki iyilerdir ve acil tedaviye ihtiyaçları yoktur. Yine de Grace'in hastanesinde tedavi olmaları medyanın hepimizi rahat bırakmasını sağlayacaktır bir süre."
Skylar itiraz etmeden başıyla onu onayladığında hepsi telaşla evden çıktılar.
-
Duyulan silah sesiyle Grace, Chris'e baktı. Gözleriyle onun bedenini tararken aynısını o da onun için yapıyordu. Grace onun bedeninde herhangi bir yara olmadığını gördüğünde Justin'e döndü. Justin endişeyle Grace'in yaralanıp yaralanmadığına bakıyordu. Chris gözlerini Grace'ten ayırmadı. Dikkatle onu inceledi ve kaskatı kesildi.
Grace Justin'in de vurulmadığını fark edince o an bedeninde bir sızı hissetti.
"Grace."
Chris ona doğru bir adım atarken Justin şaşkındı.
"Kurtarıcı meleğim! Hayır!"
Justin korkuyla konuşurken Grace'e doğru yaklaştı ancak Chris tüm gücüyle onu itekleyip yere düşmesini sağladı.
"Grace, iyi misin?"
Grace bedenindeki sızının kolundan geldiğini anladığında başını omzuna doğru çevirdi. Sağ kolunun kanlar içinde olduğunu fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAUGHTER OF DOWNEY / CHRIS EVANS
FanfictionBu yaşıma kadar adını bile merak etmediğim adam kapıma dayanıp "Sanırım senin babanım," dediğinde tek bir cümlenin hayatımı tamamen değiştirebileceğini bilmiyordum. Yanılmışım. Chris Evans Hayran Kurgu 14.01.2017 Glaceetfeu