42- TANIMAK

258 20 19
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR!

Chernit Yevgeniy.

Babasıyla yaşayacağı anıları elinden alınmış bir çocuk.

Ekrandan yansımasına baktım. Akmasına izin vermediği gözyaşları yüzünden parlayan gözleriyle dümdüz karşıya bakıyordu.

Babasının intiharına sebep olan adama.

O babası için buradaydı, ben de annem için.

Kötü bir çocukluk geçirmiş olmalıydı. Kendisini nasıl ölü gösterdi, onu o bataklıktan kim çıkardı, her şey nasıl oldu, çok merak ediyordum. Ama taşlar yavaş yavaş yerine oturuyordu.

Aren bana şifreyi girdiğimde koordinatların hemen ilk ekranda olduğundan bahsetmişti. Bunu nereden bildiğini hiç düşünmemiştim. Bu da demek oluyordu ki Aren hard diski daha önceden görmüştü. Şifresini de biliyor olabilirdi.

Arkamdaki çocuk babasının kanına bulanmış olan diskin açılmasını dört gözle bekliyordu. Hepsinin ölüm fermanını kendi elleriyle yazmak istediğinden adım kadar emindim.

Bir an önce buradan çıkmak ve Aren'i dinlemek istiyordum. Sonsuza kadar.

Başına nelerin geldiğini, nasıl bir çocukluk geçirdiğini, onca şeyden nasıl kurtulduğunu ve nasıl intikamla dolup taştığını merak ediyordum. Yıllarca konuşacak olsa, onu yıllarca dinlerdim.

Ekrandaki pisliğin yerini biliyor olsaydım, gözümü kırpmadan öldürürdüm.

Saniyeler dakikaları kovaladı.

Aren ''Acele et.'' dedi, silahın ucuyla sırtımı yoklayarak.

Ona hak veriyordum. Yıllardır beklediği an, bu an olmalıydı.

Şimdi, odaklanmam gereken bir şey vardı.

Gözlerim Zivon'un ekrandaki resmine takıldı. Resimde beyaz bir önlük giyiyordu ve önlüğün önünde bir şey yazıyordu.

''Önlüğü yakınlaştırabilir misiniz?'' diye sordum. Aramızdaki tüm konuşma ingilizce geçiyordu.

Ekrandaki adam sahte sesiyle konuştu.

''Resim çok eski. Bu yüzden yakınlaştıramıyoruz. Önlüğündeki yazı belirgin değil.''

Bu da demek oluyordu ki Taina da bu şifre üzerine acayip kafa patlatmıştı. Neye baktığımı biliyordu.

''Eski çalıştığı yere ait olmalı. Eskiden nerede çalıştığını biliyor musunuz?''

''Syvon Şirketinde çalışıyordu. Onu yanıma almadan ve o da kendi beynini uçurmadan önce.''

Taina güldü. Aren'in öfkelendiğini belli eden soluk seslerini duyabiliyordum.

''Sence neden yaptı?'' dedim.

''Neyi?''

''Neden intihar etti?''

''Çünkü benim Tanrı olmamı kabullenemedi.''

Ne diyordu bu deli?

''Kendine Tanrı mı diyorsun sen?''

''Tüm insanlar onları öldürmemem için ayaklarıma kapandığında olacağım. Yüce İsa'nın makamını sarsacağım.''

Onu oyalamaya çalışıyordum. Hakkında bir şeyler öğrenmek daha sonrasında işime yarayacaktı. Bu adamın akıl hastanesinden kaçmış olduğuna kalıbımı basabilirdim.

''Nasıl yani? Anlamıyorum. Diskin içinde ne var da, bu adam onun uğruna intihar etti. Nasıl bir şeyden bahsediyorsun?''

''Sen şifreyi çözmeden anlatmam. Hiç eğlenceli olmaz. ''

MAHZEN: Kızıl AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin