30- OYUN

2.2K 160 34
                                    

Multimedya Ayşin...

KEYİFLİ OKUMALAR!

"Mira öldü demiştin, değil mi?"

Zihnim bir anda bulandı.

"E..evet."

Yani, öldüğünü söylemişlerdi. Herkes öyle söylemişti hatta.

Ağzından çıkacak cümleyi kulaklarımı dört açmış bir şekilde bekliyordum. Yüzü can sıkıcı bir ifade aldı ve yine içki şişesini kafasına dikti.

Büyük birkaç yudumdan sonra şişeyi indirdi. Kafasını bana çevirmeden konuştu.

"Galiba sana yalan söylüyorlar."

Şaşırmamam gerekirdi ama şaşırmıştım. Yalan söylemelerine değil, Mira'nın olayına şaşırmıştım. Öldü demişleri. Hem de hepsi bir ağızdan.

"Peki sen nereden biliyorsun?"

"İşten çıktım, eve dönüyordum. Sizin sokaktan geçerken tesadüfen evinin pencerelerine kaydı gözüm ve birinin gölgesini gördüm. İçerde senin olmadığını biliyordum. Şaşırmadım tabi. Bu olaylara girdiğinden beri artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Sessizce yaklaşıp içeri baktım. O oradaydı ve bir şey arıyor gibiydi."

"Seni fark etmedi mi?"

"Hayır. Onu görür görmez uzaklaştım."

Benim evimde ne arıyor olabilirdi ki? Uzun bir süre düşündüm ama aklıma bir şey gelmemişti.

Sonra Savaş'ın Mira'yı nereden tanımış olabileceğini düşündüm.

"Sen Mira'yı daha önce görmüş müydün? O olduğundan emin misin?"

"Kızıl kafa değil mi? Bir kez Aren'le birlikte barda görmüştüm onları. Ama onlar beni görmeden çıktım mekandan."

Kurduğu cümle nedense çok inandırıcı gelmemişti ama yine de irdelemedim.

Acaba Aren onun hala yaşadığını biliyor muydu? Eğer biliyorsa ya o herkese yalan söylemişti, ya da bütün herkesle birlikte bana yalan söylemişlerdi. İkinci ihtimal düşüktü çünkü Gece yaşıyor olduğunu bilseydi bana söylerdi diye düşünüyordum. Söylemese bile bir şekilde tepkilerinden anlardım. Ama öyle bir şey hiç olmamıştı.

Gülümsedim. Savaş bana gözucuyla baktı.

"Ne oldu?"

"Hiç. Sadece, alıştım..."

Omuzlarım üşümüş gibi ellerimle omuzlarımı ovuşturdum. O da kaşlarını çatıp içmeye devam etti.

"Ne zaman gördün peki?"

"Dün."

Dün mü?

"Aren bana aşkını itiraf etti dün." dediğimde ağzındaki sıvıyı neredeyse püskürtecekti. Bir iki kez öksürdü.

"Ne?"

Ağzından hayretle çıkmıştı bu soru. Duraksadı ve sessizleşti. Savaş'ın kafasının içinde dolananları tahmin edebiliyordum.

"Tesadüf değil, değil mi? Aren onun yaşadığını biliyordu." dedi tahmin ettiğim gibi. "Neyin peşindeler bunlar?"

"Bilmiyorum. Bilmiyorum ama ne planladılarsa öğrenip düzgün gitmesine izin vermeyeceğim."

"Ne yapacaksın?" diye sordu. Ona döndüm.

"Önce oyununu onun dilediği gibi devam ettireceğim." dedim ve gülümsedim.

MAHZEN: Kızıl AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin