Değer Veriyorum

447 36 12
                                    

Bakışlarım ara sıra ona kayıyordu. Ona bakarken yakalanacağımı düşünsem de asla yakalanmamıştım. Çünkü buraya bir kere bile bakmıyordu. Arkadaşlarının hareketlerini izlerken sürekli Çağatay’la göz göze geliyordum. Arada o sinsi gülüşünü yapıp önüne dönse de hareketlerine anlam veremiyordum.

Arel “Hadi dans ediyoruz.” Diye kolumu tuttuğunda bakışlarımın ondan kayıp elime kayması bir olmuştu. Konuşmama bile fırsat vermeden beni piste doğru götürmüştü. Renkli ışıklar üzerimizden geçerken bir elim onun omzunda ve bırakmamış olduğu eli daha da sıkı tutmaya başlamıştı.

“Normalde bunu teklif etmen gerekmez mi?” diye şakaya karışık bir şekilde sorduğumda gülerek “Kendin söyledin ‘normal’ olan onu yapıyor. Ben normal değilim.” Dediğinde sadece gülümsemiştim.
“Ayrıca dans edelim mi dediğimde hayır cevabını vereceğini bildiğimden böyle bir şey yaptım.” Diyerek göz kırptığında bu sefer gerçekten gülmüştüm.

“Ya o soruyu sorduğunda olumlu bir cevap vermiş olsaydım?” dediğimde başını iki yana sallamıştı.

“Olumlu cevap vermeyeceğini biliyorum. Çünkü bu partiye bile isteyerek gelmedin. Sırf ona inat olsun diye benimle geldin.” Dediğinde gülümsemem solmaya başlamıştı. Arel bunu fark ettiğinde elini yüzüme koyarak yanağıma koyarak yukarıya doğru hafifçe çekmişti. Bunu beklemediğim için afallamıştım.

“Gülümsemeni soldurmanı istemiyorum. “ dediğinde yüzüme yalancı ama gerçek gibi görünün gülümsememi eklediğimde elini yüzümden çekmişti. Elini belime doğru götürüp aramızda mesafeyi biraz daha sınıra indirerek yakınlaştığımızda bakışlarımı gri gözlerinden kaçıramamıştım. Gülümseyerek gözlerini yüzümün her karesinde gezdiriyordu.

“Eş değiştirelim mi?” diyerek bakışlarımızı keskin bir ses kesip atmıştı. Bakışlarım ona kaydığında mavi gözleri öfkeyle üstümdeydi. Arel itiraz etmesine fırsat vermeden Siraç dans ettiği kızı Arel’in kollarına bırakırken beni hızla kendine çekmişti. Öyle bir hızla çekmişti ki aramızda ki mesafe sıfıra inmişti. Mavi gözlerini hiç bu kadar yakından bakmamıştım.

“Beni delirtmek için mi bunu yapıyorsun?” dediğinde gözlerinin güzelliğinde kaybolmadan kendime geldim.

“Ne saçmalıyorsun?”

“Arel ile neden o kadar yakınsın.” Diyerek hesap sorduğunda omzunda ki elimi çekip ondan uzaklaşmak istedim ama belimde olan eli ondan ayrılmama engel oluyordu.

“Derhal elini çek.” Diye uyardığımda boşta kalan elimi tutarak dans etmeye başlamıştı. Ona ayak uydururken bakışlarını benden bir saniye bile ayırmıyordu. Gözlerinde ki öfkeyi görebiliyordum ama öfkenin içinde saklı kalanı göremiyordum.

“Sorumun cevabını alamadım.” Dediğinde elimi çekmeye çalıştım.

“Canını yakacağım sınırlarımızı zorlama”

“Yak.” Diye meydan okuduğunda sadece susarak ona bakıyordum. O ise beni kendi çevremde bir tur döndürüp geri kendine çekmişti.

“Sorumu değiştiriyorum. Arel’in sana dokunmasına neden izin veriyorsun?” diye dişlerini sıkarak sorduğunda bu konunun onu daha da öfkelendirdiğini görebiliyordum. Elimi ve belimi çok sıkı tutuyordu. Canımı yaktığının farkında değildi.

“Siraç, canımı yakıyorsun!” diye aynı onun gibi dişlerimi sıkarak konuştuğumda elimi ve belimi tutan elleri gevşemişti. Ne yaptığının farkında değildi.

“Aynı şeyleri tekrar etmeyi sevmiyorum. Neden dokundu sana,” dediğinde pes ederek gözlerimi geri gözlerine çevirdim.

“Boşluğuma geldi. Zaten birden dansa kaldırdı. Sende görmüşsündür diyeceğim ama-“

Melez Kız / Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin