Güçsüzsün!

508 47 13
                                    

Bu nasıl olabilirdi? Benim bire bir kopyamdı. Saçları, göz rengi ve konuşma tarzı... Resmen ikizim gibiydi. Sizlere kafamın karışık olduğunu söylemiştim değil mi? Laflarımı geri alıyorum hayatımın da hiç bu kadar kafamın karıştığını hatırlamıyordum. Bu kimdi?

"Sana kimsin dedim? Vampir değilsin. Kurtsun ama nasıl bu kadar Miraya benziyorsun?" dediğinde karşısında ki kız güldü. Sonra arkasına baktığında benimle gözgöze gelmişti.

"Ups sanırım oyunum buraya kadarmış seninle takılmak güzeldi Siraç" diyerek gözlerimin içine baktıktan sonra hızla gözden kaybolmuştu. Siraç peşinden gidecekti ama durmuştu. Adımlarımı onun olduğu yere çevirdiğimde kokumu almış olmalı ki hızla arkasını döndü.

"Mira?"

"Sana asla yalan söylememiştim. Ben dönüşemem." Dediğimde hiç ummadığım bir şekilde beni kendine çekerek sıkıca sarılmıştı. Bunu beklemediğim için afallamıştım.

"Özür dilerim..." dediğinde sesimi çıkartmamıştım. Benden uzaklaştığında gözlerimin içine baktı. "Dün olanlar ve ondan öncesi içinde özür dilerim. Bana zarar veren kişinin sen olduğunu sandım. Ama sen değildin. Bana zarar veren kişi Mir-"

"Miraydı." Dediğimde kaşlarını çatmıştı. Nerden bildiğimi soracağı sırada "Sizi gördüm. Okula girdiğinde konuşmak için peşinden geliyordum. Sonra ikinizi gördüm. Ve senin gibi hala şoktayım." dediğimde bakışlarını kaçırmıştı.

"Sana nasıl bu kadar benzeyebiliyor? Senin bir ikizin daha ol-"

"Olamaz. O kız kim bilmiyorum ama eminim Gökay amcam biliyordur." Dediğimde Siraç başını hızlı bir şekilde sallamıştı.

"Bütün bu olanları geçtim. Kurt kokunuz nasıl aynı olabilir? O gece bana saldıran kurdun kokusu sana aitti Mira."

"Büyü ile kokumu kendi kokusu ile gizlemiş olabilir. Ama ben hiç kurda dönüşmedim sen benim kurt kokumu nerden biliyorsun?" dediğimde yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Fakat uzun sürmeden yok oldu ve benden uzaklaşarak arkasını döndü.

"Ben bir liderim. Her kurdun kokusunu alırım. Dönüşmemiş olan bile," diyerek dövüş alanının çıkışına doğru yürümeye başladı. "Ve unutulmaz bir kokun var." Diye fısıldadığında yüzümde oluşan gülümseme ile peşinden gitmeye başladım.

"Bu bir iltifat mı?" dediğimde başını öne eğerek kapıyı aralamıştı. "Buyurun yavru ceylan." diyerek sorumu es geçerek eli ile çıkışı göstermişti.

"Kaçaksın." Diyerek aynı onun gibi fısıldayarak yanından geçip gitmiştim. Okulun önüne doğru yürürken Siraç sesini çıkartmıyordu. Gözleri ile o kızı arıyordu. Aynı şekilde bende arıyordum kokusuna dair bir iz yoktu. Sanki buraya gelmemiş gibiydi.

"Siraç oğlum neredesin?"

Boranın sesini duyduğumuzda adımlarımızı yavaşlatmıştık. Bora beni gördüğünde tek kaşını kaldırarak Siraç'a bakmıştı.

"Ne işin var senin!" diyerek üstüme doğru yürüdüğünde melez yüzümü çıkartarak ona doğru tıslamıştım. Siraç birden ortaya geçerek Borayı beden uzaklaştırdı.

"Hey! Hey ikinizde kurt ve melez yüzlerinize sahip çıkın." Dediğinde sözlerine aldırış etmedim.

"Ne oluyor Siraç? Sana saldırmamış mıydı bu? Ne işi var senin yanında?" dediğinde derin bir nefes almıştım. Bakışlarım Siraç'a kaydı. Ne söyleyecekti. O kızı saklayacak mıydı? Yoksa suçlu durum da mı bırakacaktı?

"Birincisi üslubuna dikkat et Bora. Sesin çok yüksek çıkıyor." Dediğinde Bora kaşlarını çatarak bakışlarını kaçırmıştı.

"İkincisi sürüyü topla ve beni uçurumda bekleyin." Dediğinde Bora bana kısa bir şekilde baktı. Sonra geri Siraç'a döndü ve başını sallayarak bizlerden uzaklaştı. Gözden kaybolduğunda bakışlarım okulun bahçesine kaymıştı. Hala burada olabilirdi.

Melez Kız / Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin