O Durmayacak

347 35 37
                                    

"Arya yüzüme bak, bırakma kendini!" diyerek sarsıyordum ama bilincini ayakta zor tutuyordu.

"Mira..."

"Canın acıyor ama seni içeriye götüreceğim." Diyerek yerden kaldırdığımda inleyerek öne doğru eğilmişti. "Özür dilerim ama canın acıyacak," diyerek vampir hızımı kullanarak eve doğru koştum. Amcam onu içeriye alırken kulağıma dolan ok sesleri ile arkama bakmıştım.

"Siraç!" diyerek vampir hızımla onların yanına giderek okları havada yakalamıştım. Siraç Öyküyü içeriye götürürken bana da sesleniyordu.

"Mira sende içeriye gir" dediğinde bakışlarım ormanlık alana takılmıştı. Oradalardı.

"Siz içeriye girin, onları kendine getirin" diyerek o tarafa doğru koşmaya başlamıştım.

"Mira!"

"Saçmalama gel buraya!"

Onları duymuyordum şuan onu kıstırabilirdim, mahvedebilirdim. Ama elimden asla kaçırtamazdım. Kokusu burnuma daha derinden dolduğunda büyümle bacağını kırmıştım. Kulağıma dolan iniltilerle yolumu değiştirip sesin geldiği yere doğru ilerledim. Keskin kan kokusu aldığımda adımlarım yavaşladı. Önüme baktığımda kanı görmem bir olmuştu.

Benden kaçarken ağaçlara bacağını yada kolumu sürtmüş olmalıydı. Yere eğilerek elimi kana sürdüm. Tazeydi yani buradan yeni geçmişti. Dal kırılma sesini duyduğumda arkamdan gelen kişiyi hissetmiştim. Ama bu sefer büyümle onu ben durdurmuştum.

"Mira çöz büyüyü,"

"Orada kal," dediğimde mavi gözlerini kısarak yüzüme baktı.

"Çöz Mira!"

"Çözmüyorum Siraç!" diyerek tekrar koşmaya başlamıştım. Onu belaya daha da sokamazdım. Ben ölümsüzüm ama o ölümlü ve bilinmedik bir yere onu sürükleyerek hayatını riske atamazdım. Yaklaşık on tane ağaç geçtikten sonra artık onu görebiliyordum. Çalıların arkasına yaslanmıştı ve sanki bir şeye hedef alıyor gibiydi.

Sessiz bir şekilde yanında bittiğimde beni fark etmemişti. Elinde tutmuş olduğu ok silahını tuttuğu yere baktığımda Siraç'a tuttuğunu fark etmiştim.

"Evine hoş geldin küçük Siraç," diyerek oku atacağı sırada elimi hazneye yerleştirip oku bir hışımla çekip çıkarttım. Elime farklı bir sıvı bulaşsa da önemsemeyerek adamın ensesinden tuttuğum gibi oku karnına geçirmiştim.

"Ben varken ona zarar verme düşüncesi nerden geliyor?" dediğimde adam gözlerine inanmayarak yüzüme bakıyordu.

"O zaman... Sende hoş geldin melez kız." Dediğinde arkamda başka birisini hissetmiştim. Vampir hızımla elimde ki adamı önüme kalkan olarak çevirerek ona döndüm. Oku attığı gibi elimde ki adamın kalbine gelmişti.

"Siktir." Dediğini duyduğum an zihnimde ki kişinin kan ter içinde kaldığını hayal ettim. Ve saniyeler içinde dizlerinin üzerine çökerek nefes almaya çalıştı. Sinsi bir şekilde gülerek elimde ki adamı yere fırlatıp onun yanına doğru yürüdüm.

"Seni şuan öldürebilirim ama bana lazımsın." Diyerek kafasına tekme attım. Adam başını tutmaya çalışarak çimenlerin üzerine düştü ve gözlerini kapatarak benim ufak sarsıntıma maruz bırakıldı.

"Mira!"

"Neredesin?"

Amcam ve diğerlerinin sesini duyduğum an ıslık çalarak onlara seslendim. Yaprak döken çalıların arasından geçerek yanıma gelmişlerdi. Siraç öfkeli bir şekilde yüzüme bakarken amcam korkan gözlerini üzerime çevirdi. Ve hızlı hareketle yanıma gelerek büyü ile canımı hafifçe yaktı.

Melez Kız / Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin