Çaresizlik

406 39 28
                                    

"Yapabilirler mi?" dediğimde başını hafifçe salladı.

"Büyücüler en çok bu zamanı beklerler. Çünkü doğa ana gücünün sınırlarını bıraktığı zamandır. Ve büyücüler de bunları fırsata çevirerek düşmanlarını zayıf düşürürler." dediğinde aklıma tek bir kişi gelmişti. Dişlerimi sıkarak ellerimi yumruk yapmıştım.

"O geceyi hatırlıyor musun?" dediğinde bakışlarım geri ona dönmüştü. Başımı iki yana salladığımda korkan gözlerle yüzüme baktı.

"Hayır, bilincim uzun süre sonra kendine gelmişti. Ve her şey geliştikten sonra hatırlamaya başladım." Dediğimde Arel tek kaşını kaldırdı.

"Birisi seni dönüşüm için iradeni yönetmiş Mira bu apaçık ortada, kurt özelliğin pasif ve bunu kullanmak istiyorlar." Dediğinde başımı iki yana salladım.

"Sakın bunu Siraç'ın yaptığını söyleme seni mahvederim." Dediğimde başını iki yana salladı.

"Hayır be, o kurt büyücülerden yardım alacak kadar düşmedi." Dediğinde çatılı olan kaşlarım sözleri ile serbest kalmıştı.

"Siraç'tan bahsetmedin." Dediğimde başını iki yana salladı.

"O kurttan ne kadar nefret etsem de küçük kız. Senelerdir tanıyorum büyücü ve bizim gibi cadılardan yardım alacağına ölmeyi tercih eder. Bu büyü işlerine girmez kendisi de yapamaz zaten," dediğinde ne söyleyeceğimi bilememiştim.

"Sana kimin büyü yaptığını bulabilirim. Öyle boş ve düşünceli bakışlardan da kurtulabilirsin." Dediğinde gözlerimi kısarak göz kırptım.

"Nasıl olacak bu peki?" dediğimde güldü. Ama neden güldüğünü anlayamadım.

"Neden gülüyorsun?"

"Neden mi gülüyorum? Bunu dünyanın en iyi büyücü ve karanlık kurduna sahip amcaya sahip bir melezin sorması komiğime gitti." Dediğinde gözlerimi devirdim.

"Ha ha ha komik çocuk seni, hangi büyüyü yapacağını tahmin edebiliyorum. Ama sen nasıl yapacaksın bunu sordum" dediğimde gülmesi arasında burnumun ucuna vurarak ellerimi tutmuştu.

"Şimdi zihin açma oyununu biliyor musun? Yoksa-"

"Biliyorum babam ve Siraç öğretmişti." Dediğimde gülmesi bozulurken başını sallayarak gözlerini kapatmıştı. Aynı şekilde bende gözlerimi kapatarak babamın öğretmiş olduğu ve Siraç'ın da söylediklerini yaparak zihnimi rahatlatmıştım.

"Zihnine girdim sakın korkma," dediğini beynimin içinde duyar gibi olmuştum. Gücümün bileklerimde toplandığını hissedebiliyordum.

"Senden o geceye odaklanmanı istiyorum Mira," dediğinde derin bir nefes alarak o geceyi düşünmeye başladım. O ağaçlık alan, dönüşümleri, koşu, kan ve insanlar... Hepsi sırayla gözlerimin önünde bir film şeridi gibi geçip gitmeye başlamıştı. Kurtların tekrar uluduğunu, çığlıklar yine birbirine girmişti. Ama yüksek ve kulak tırmalayan bir ses iliştiği an ellerimle kulaklarımı kapatmıştım.

"Arel ne yapıyorsun?" diye sorduğumda cevap alamıyordum. Zihnimin derinliklerinde o yere doğru yürümeye çalışıyordum ama her yürüdüğümde o iğrenç ses yükseliyordu. En sonunda öyle bir çığlık kopmuştu ki yere serilerek gözlerimi aralamıştım. Derin, derin nefesler almaya çalışarak kendimi toparlıyordum.

Arel'in adımı korkmuş dudakları arasında çıkıp kulağıma ilişmesi dakikalar içinde olmuştu. Sesleri ilk başta duyamıyordum ama çınlamalar son bulduğu zaman hepsini duymaya başlamıştım. Bakışlarım Arel'e kaydığında gri gözleri üzerimdeydi.

Melez Kız / Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin