Saklı Kalan Parçalar...

482 41 12
                                    

UYARI!⚠

SES EFEKTİNDEN VE RESİMLERDEN ETKİNELECEK OLANLAR LÜTFEN DİNLEMESİN VE BAKMASIN! İYİ OKUMALAR 

SES EFEKTİNDEN VE RESİMLERDEN ETKİNELECEK OLANLAR LÜTFEN DİNLEMESİN VE BAKMASIN! İYİ OKUMALAR 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elimin kızarıklığı geçerken bakışlarım tekrar odanın içinde gezdi. O lanet yapboz parçasının piyanonun içinde olduğuna adım kadar emindim.

Önünde bulunan küçük tahta taburenin üstüne oturduğumda kırılacağını düşünmüştüm ama düşüncelerimi yanıltmıştı.

Elimi tekrar piyanonun üstünde gezdirdim. Piyanonun bacaklarından işlemeler vardı. Sanki özel yapım gibiydi. Bakışlarım nota kâğıdının altında bulunana çekmeye kaymıştı. Tabi ya işte o parça buradaydı. Nota kâğıdını elime alıp incelemeye başladım. Babamın öğrettiği kadar ile elimi piyanonun üstünde gezdirerek çalmaya başladım.

Notları tutturmaya başladığımda odaklanarak çalmaya başladım. En son notaya da bastıktan sonra elimi piyanodan çektim. İçinden tuhaf sesler gelse de düşündüğüm gibi olmuştu. Çekmecesi kendinden açılmıştı. İçine baktığımdaysa yapboz parçasından birisini bulmuştum. Parçayı elime aldığım an kilitli olan kapı açılmıştı.

"Birisi tamamdır." Diyerek odanın içinden çıktım. "Çocuklar bir parçayı buldum." Diye aşağı kata indiğimde ses soluk çıkmamıştı. Salona doğru ilerlediğim de kapının girişinde durdum. İçeriye baktığımda Ömer ve Umut yoktu. Adımlarımı bodrum kata çevirdim ve merdivenlerden bir iki adım indikten sonra Toprak ve Masal'a seslendim ama hayır kapı açıktı ve onlardan ses gelmiyordu. Parçaları bulup çıkmış olabilirler mi? Bu kadar hızlı bir şekilde... Ama bir parça bende bu imkânsız, gerçekten bu garip evde tuhaf şeyler dönüyordu. Bakışlarım aynadan yansıyan zamana kaydığında kırk dakikamın kaldığını fark etmiştim. Onları aramaya zamanım yoktu eğer çıkmazsak hepimiz mine çiçeğine boğulacaktık ve ben hiçte o şeyi tekrar tatmaya niyetim yoktu.

Onlardan ses çıkmadığı için adımlarımı salona çevirmiştim. Salona girdiğim an kapılar tekrar kilitlenmişti. Demek ki bir yapboz parçası buradaydı. Odaya baktığım an kalbimin ağzıma gelmesi bir olmuştu. Nasıl bir manyak odayı bu şekilde dizayn edebilirdi. Burası salon değildi. Yani salon görümlü kiliseydi.

Gerçekten şuan o saçma sapan yapılmış korku filmlerinin içindeymişim gibi hissediyordum. Sessizlik, toz, sadece parke gıcırtısı ve grubundan ayrılan aptal kız. Tamam, sakin ol Mira, şuan korkman çok saçma dünyanın en güçlü melezi sensin farkında mısın üç türün birleşimisin. Ve sadece sen öylesin yani bu saçma yarışma oyunu seni korkutamaz kızım.

Derin bir nefes alarak kilise görünümlü odanın içinde gezmeye başladım. Her bir masanın önünde çarşaflı insan figürleri vardı. Canlı değillerdi bunu anlayabiliyordum. Ne kurt ne vampir ya da insan gibi kokmuyorlardı. Elimi kaldırıp bir tanesini yere doğru çektiğimde altında cansız bir manken olduğunu da gördüğümde korkum yerli bir olmuştu. Peki, bu yerde saçma yapboz parçası nerede olabilir?

Melez Kız / Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin