Merhaba eski dostum sana tekrar karşılacağımızı söylemiştim. Sizlere veda ederken bir söz söylemiştim. " Uzun bir hikayenin kapanışına, güzel bir hikayenin başlangıcına " demiştim. Evet söylediğim gibi şimdi sizleri güzel bir hikaye bekliyor...
Alar...
Banyoda ki işlerimi seri bir şekilde hallettikten sonra geri odama dönmüştüm. Kıyafet dolabımın kapaklarını sonuna kadar açarak kıyafetlerimin üzerinde gözlerimi gezdirdim.
Gözüme çarpan iki, üç parça kıyafetler alarak aynanın karşısına geçtim. Siyah deri detaylı elbisemi üzerime tuttuğum zaman içime pek sinmemişti. Onu yatağın üzerine bırakarak kırmızı elbiseyi üzerime tuttum. Tahminimce partide ki çoğu kişi kırmızı elbiseyi tercih edecektir. Onu da es geçerek bir diğer zincirli elbiseyi üzerime tuttum.
Kendimi kıyafetin içinde hayal ettiğim zaman gözlerimin önüne harika bir kadın figürü belirmişti. Bakışlarımı duvarda ki saate çevirdiğimde 1 saatten az zamanım kaldığını fark etmiştim. Hızla üzerimde ki havlulardan kurtulup, çıkartmış olduğum iç çamaşırlarımı giyindim. Ve elbiseye özenli bir şekilde giyindikten sonra aynaya bakmayarak makyaj masama doğru ilerledim. Saçlarımı bir arada tutan havluyu saçımdan çekerek özürlüğünü sağlamıştım.
Çekmeceden saç kurutma makinasını alarak fişe taktım ve saçlarımı tarayarak kurutmaya başladım. Hafif nemli kalacak şekilde makinayı kapatıp geri yerine bıraktım ve diğer çekmeceden düzleştiricimi çıkartıp ısınması için bir kenara bıraktım.
Düzleştirici ısınırken bende saçlarımı tutam, tutam ayırarak işimi daha da kolaylaştırdım. Makinanın ısındığını anladığımda tarakla ensemden başlayarak düzeltirdim. Saçımın beyaz olan bir tutamını elime aldığımda gözümde o anılarımız canlanmıştı.
Merih!" diye bağırdığımda daha çok gülmeye başlamıştı.
"P-pembe çok..y-yakıştı ikiz" dediğinde sinirle aynaya baktım. Ense kısmımın yarısı pembeydi. Saçımın bir yerini beyaz olduğu yetmiyormuş gibi birde pembe çıkmıştı.
"Merih" dedim sakin bir sesle ama hiç sakin değildim!
"Efendim ikiz"
"Kaç! "Dediğimi hatırlıyordum. Buruk bir şekilde gülümseyerek aynada ki yansımama bakındım. "Kaç dediğime bakma ikizim kaçma benden," diyerek gözlerimi makyaj malzemelerimde gezdirmiştim. Gördüğüm şeyle elimi pembe boyaya uzattım. Beyaz olan bölümü pembeye boyayarak dolan gözlerimle gülümsedim. Saçlarımla işim bittiği zaman makyajımı en sade halde yaptım. Siyah bilekten bağlamalı topuklu ayakkabılarımı giydikten sonra büyük boy aynasının karşısına geçtim. İşte şimdi hazırdım.
Omuzlarımı ve elbise ile bütünleşmiş olan altın rengi zincirler göğsümün üzerinden ve kup bölümüne işlenmişti. V şeklinde olan kesimi göğüslerimi biraz öne sunsa da ağırlığını belli ediyordu. Vücudumu saran kumaşı bütün hatlarımı belli ediyordu. V kesiminin bittiği yerde siyah taşlı ama bütün zincirleri bir arada tutan parça vardı. Boynum ne kadar boş dursa da elbisenin üzerinde ki zincirler o boşluğu yok ediyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çantamı alarak odamdan çıktığım da telefonum çalmaya başlamıştı. Zamanlamam da aynı benim gibi mükemmeldi. Aşağı inerek kapıdan dışarı çıktığımda onu arabasına yaslanmış bir şekilde bulmuştum. Taşlı yolda yürürken topuklu ayakkabılarımın çıkartmış olduğu ses dikkatini çekmişti ki kafasını yerden kaldırıp mavi gözlerini üzerimde gezindirmişti.
