~Y/N nin gözünden~
Hemen telefonumu çıkardım ve abimi aradım. Bir kaç saniye çaldıktan sonra açıldı. "Abi, şu an boş musun? Arkadaşlarım erken git biz koçu hallederiz dedi de bende şimdi odama yerleşeyim dedim. Beni alsan yaa" dedim. Abim başta cevap vermedi. Gerçi şaşıramazdım saat beşti abim için çok erkendi. Biraz daha suskun kaldıktan sonra, ne dediğimi anladıktan sonra , "heeee ciddi misin?! Hemen geliyorum" dedi.
Telefonumu kapattım. Salonun balkon gibi olan girişine, yere, oturdum. Önüme kahverengi bir kutu gibi bir şey çıkınca o tarafa baktım. Oikawa en sevdiğim gazlı içeceği bana doğru tutuyordu. İçeceği alırken ona anlam veremez bir şekilde baktım. Gülümseyerek cevap verdi. "Koç, abin gelene kadar seninle ilgilenmemi söyledi. Bende senin en sevdiğin gazlı içeceği getirdim" dedi.
Gülümsedim ve içeceği içmeye başladım. Her zamanki gibi çok güzeldi.
~Takemichi'nin gözünden~
Y/N erken gelicem der demez önce az bi temizliği kalan odasını tam olarak temizledim. Sonra üstümü değiştirip spor salonuna doğru gitmeye başladım. Y/N yi görmek çok güzel olacaktı. En son beraberken sekiz yaşındaydık. Şimdi ise on beş.. Zaman ne kadar hızlı geçiyordu ve ben hala baji-san için düşünüyordum. Bir hafta sonra onun ölüm günüydü. Ve ben valhala ile savaşta öleceğini biliyordum.
Ama şimdilik Y/N ile ilgilenmem gerektiğini düşündüm. Onu özlediğimi ne kadar söyledim bilmiyordum ama gerçekten onu özlemiştim.. Salona beş dakikalık yol kalınca mikey-kun u gördüm. Ona kardeşim olduğunu söyleyemezdim, daha doğrusu henüz söylememeliydim, yanına gitmeme gerek kalmadan yanıma geldi. "Takemichy sabahın bu saatinde napıyorsun?" dedi. Hemen yalan uydurmam lazımdı. Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra cevap verdim. "Draken-kun a ziyarete gidecektim. Peki sen?" dedim.
Aklıma gelen en mantıklı yalan buydu. Tam yalan olarak sayılmasa da.. Ne de olsa Y/N yerleştikten sonra yatacaktı. Bende draken-kun un yanına gidecektim. Mikey-kun un konuşmasıyla düşüncelerimden kurtuldum." Bende. Ee o zaman beraber gidelim" dedi.
Onaylarcasına kafamı salladım. Draken-kun un kaldığı bölüme girince onu kalkmaya çalışırken gördük ve durdurduk. Sohbet etmeye başladık. Sohbetin arasında bana bir mesaj gelince telefonumu elime aldım.
~Mikey'in gözünden~
Takemichy'e mesaj gelince telefonunu eline aldı. Bir kaç saniye sonra "özür dilerim bir işim çıktı da" dedi. Ken-chin ile birbirimize baktık sonra ken-chin onaylarcasına kafasını salladı. Takemichy gidince ken-chin'e döndüm "neden gitmesine izin verdin ki" dedim.
"Önemli bir işi olduğunu söyledi. Hem zaten önemli olmasaydı bu kadar endişeli durmazdı" dedi. Aslında haklıydı çıkarken çok endişeli görünüyordu ve hızlı hızlı gidiyordu. Ken-chin'nin gözlerine biraz baktım sonra, gülümseyerek "neden
takemichy nin şu önemli işi neymiş öğrenmiyoruz?" dedim.Başta bana tiksintiyle baktı. Sonra o da merak etmiş olacak ki "tamam" dedi. Takemichy'i kaçırmamak ve kendimizi fark ettirmemek için hem yürüyorduk hem de hızlı adımlar atıyorduk. Takemichy'i benim evimin oralardaki spor salonuna yaklaştığını görünce gözlerim açıldı ve garipsemiş bir şekilde onu izlemeye de ettim.
Biriyle konuştuğunu gördüğümde, ken-chin baksın diye onu dürttüm. Benim gösterdiğim tarafa bakınca o da şaşırdı ama o benim kadar sessiz duramadı ve ağzından baklayı çıkardı "takemichy hinayı aldatıyor mu? Hem bu kızı nasıl oldu da hiç görmedim ben?" dedi. Sanki düşüncelerimi okuyordu.
Çünkü aynı şekilde, aynı ses tonuyla, aynı moodla bende aynısını düşünüyordum. Ama bir yandan o kızı tanıdığım, karşılaştığım, için tırsmıştım. Oikawa denen çocuğun ona hanagaki deme sebebi takemichy nin o kızın sevgilisi olması mıydı? Ama böyle yaparak ta ikisini de aldatmış olmuyormuydu?
Yüzüm takemichy ve kızı gördükçe daha da tiksinleşiyor ve tiksinlenmeden kaynaklı bir sinir beni boğuyordu. Ken-chin'e baktığımda ı da benden farklı sayılmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mikey x reader
AdventureTakemichi nin kardeşiyiz ve voleybolcuyuz bir gün biz sayı yaparken mikey tanıdık bir soy ad duyuyor...