Mikey-kun hala bir şey söylemeden yürüyordu. Draken-kun yeniden iç çekti ve "bugünkü toplantı ne hakkında olcak, bana bile söylemedim" dedi. Mikey-kun gülümseyerek draken-kun a döndü ve "bugün toplantı var mı dedim? Ahh benim hatam sadece seninle ve takemichy le konuşacağımı söylemeyi unutmuşum" dedi.
Draken-kun, mikey-kun u dürterken "bunu neden başta söylemedin herkes şimdi toplanma yerindedir" dedi yüksek bir sesle. Mikey-kun başta umursamadı sonra draken-kun dan bıkmış olcak ki "sadece sen öyle biliyodun toplanma yerinde sadece baji var" dedi.
Draken-kun kun iç çekti ve yürümeye devam etti.. Gittiğimizde sadece baji-kun ve ben konuşuyorduk daha doğrusu draken-kun, mikey-kun a bir şeyler anlattığı için ben ve baji-kun yalnız kalmıştık. Baji-kun sadece Y/N hakkında sorular sorup duruyordu.
Mikey-kun ve draken-kun yanımıza geldiğinde ikimizde kafamızı o tarafa çevirdik. Mikey-kun bize bir kaç saniye boş boş baktı sonra "seni evine bırakalım takemichy" dedi. Mikey-kun normalde hiç bu kadar düşük ses tonuyla konuşmazdı, canının sıkıldığı ya da üzüldüğü zaman hariç, hiçbir zaman..
Draken-kun ile konuştuğu konu ne ise mikey-kun u etkilemiş olmalıydı. Tam ne olduğunu sorucakken draken-kun beni kesti ve "hadi takemichy, kardeşin seni bekliyordur" dedi. Kafamı tamam anlamında salladım ve draken-kun nun peşine takıldım. Beni evime kadar getirmişlerdi.. Teşekkür ettim ve Y/N ile ilgilenmek için işe koyuldum. Aslında tek yaptığım şey ona, yatağın köşe tarafındaki sivri yerlere çarpmasın diye yastık koymaktı, ama yinede bana çok iyi bir abi olduğumu söyledi..
Y/N yi seviyordum. Ama hiç gelecekte yaşayıp yaşamadığına bakmamıştım. Bir dahaki gidişimde bakmam gerekiyordu..
Y/N nin uyuyan bedenine baktım. Çok sakin duruyordu. İç çektim ve odama gidip yattım..
~Draken nin gözünden ~
Takemichi yi bıraktıktan sonra mikey e döndüm ve "madem aşıksın neden itiraf etmiyon ki? " dedim. Bunu dediğimde kızaran yüzüne baktım, iç çektim ve devam ettim. "Hayır hadi seviyon.. Abisini niye kıskanıyon la? Onun suçu ne?" dedim. Domates gibi olmuş olan yüzüyle bana döndü. "Sadece bir seferlik oldu, yanlış anlaşılmaydı tamam mı" dedi.
İç çektim ve konuşmaya devam ettim. "Takemichy yi hala nasıl kıskanıyorsun aklım almıyor. Zaten manitası var." bana baktı ve "takemichy bi an gözüme shinichiro gibi gözüktü.. Çok benziyorlar... Ondan" dedi kafasını yere eğerken. Tam konuşacaktım ki biri lafımı böldü.. "Aa! Siz takemichi nin getirdiği arkadaşları değil misiniz?"
Sesin geldiği tarafa baktım. Oikawa ydı. Gülümser yüzle bize bakıyordu. Derdi neydi bunun? Düşüncelerimden arınıp "evet takemichi nin arkadaşlarıyız. Noldu?" demiştim, ne soğuk ne sıcak bir sesle. Gözlerini bana çevirdi ve "şey müsaitseniz antrenmanımda yardımcı olur musunuz? Yani voleybol biliyorsanız?" dedi.
Daha mikey le ilgilenmem gerekiyordu, bide antrenman mı yapcam, hiç gerek yok. Tam reddedicekken yeniden sözüm kesildi.. Neden benim hep sözüm kesiliyordu!!? "olur. Deme ken-chin?" dedi mikey. Sonrada bana döndü. İç çektim ve onaylar biçimde kafamı salladım.
Oikawa ya baktığımda mutlu gözüküyordu. Tepem atmıştı. Mikey in, oikawa yla neden antrenman yapmak istediğini anlamıyordum zaten nefret ediyor.. İyice sinirlenmiştim şu an eve gidebilecekken biz antrenmanına yardım amaçlı oikawa yla spor salonuna gipiyoruz.. Benim ev buraya uzak kalıyor bir de!!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
