21 ɪ̀ʟᴋ ᴋᴀᴠɢᴀ~🍃

91 11 40
                                    

İyi okumalar güzel papatyalarım:)🍃

Oy verip 🌟 satır arası yorum 💬 yapmayı unutmayın:)❤️

🍃

Ben bu eli bi kere tuttuysam bi daha bırakmam🍃

Yıllardır kaybettiğim huzuru ve güveni bi adamın kollarının arasında bulacağımı söyleseler buna bi tarafımla gülerdim. Ama simdi saçlarımla usul usul oynayan ve arada bir arasına küçük küçük öpücükler konduran Mirza en güvendiğim dağdı.

Gece o gittikten sonra uyuyamamıştım. İlaçlarımı içmeyi bıraktığım için uyku düzenimde berbat olmuştu. İlaçları bıraktığımı ne psikoloğuma ne de Mirza'ya söylememiştim. Çünkü biliyordum zorlla içireceklerdi. Mirza geç bi saatte gelip yavaşça yanıma uzanmıştı.

Uyuyamamıştı oda. Benim uyuduğumu sandığı icin en ufak bi ses çıkarmıyordu. "Nasılsın?"diye sordum. Saçlarımda olan elleri duraksadıktan sonra tekrar hareket ettirdi. "Ben mi uyandırdım seni bebeğim?"dedi. "Hiç uyumadım ki"dedim. "Neden"dedi. Konu ne ara bana gelmişti. "Uykum gelmedi. Seni bekledim"dedim.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Halsiz ve yorgun görünüyordu. Ama sanırım bu fiziksel değil ruhsal bi yorgunluktu. "O zaman beraber uyuyalım"dedi. Bu sefer o başını göğsüme koydu ve ben onun saçlarıyla oynamaya başladım. Seviyordu bunu. "Mirza"dedim. "Hımm"dedi uykulu sesiyle. "Senin doğum günün ne zaman?"diye sordum.

Bugün farketmiştim ona dair cogu şeyi bilmiyordum. Hangi rengi sevdigini,hangi yemeği sevmediğini,tuttuğu takımı...
"5 Mayıs"dedi. 5 Mayıs. Aklımın en köşesinde saklayacağım tarih. "En sevdiğin renk?"diye sordum bu sefer. Uykusu vardı ama sabaha kadar sabredemezdim bunları öğrenmek için. Merak etmek suç mu?

"En sevdiğim renk yok. Her rengi severim"dedi. Bi an Mirzayı pembe takım elbiseyle düşündüm. Dudağımdan kaçan kıkırtıyı tutamadım. Mirza hafifçe kafasını kaldırıp bana baktı. "Neye güldün"dedi. Saçları dağılmıştı ve uykulu gözleriyle çok sevimli duruyordu. "İki tane daha sorum kaldı onları da sorayım mı?"dedim.

Mirza gülümseyerek kafasını tekrar koydu. "Sor küçüğüm sor. Sen günlerce sor ben cevap veririm"dedi. Bana her küçüğüm dediğinde içim kıpır kıpır oluyordu sebepsiz. "En sevdiğin ve en sevmediğin yemek?"diye sordum bu defa. "Sebzeli yemekler hariç her yemeği yerim"dedi. "Hımm. Tamam son sorumu da sorayım uyuyalım"dedim. Kafasıyla onayladı. "Hangi takımsın?"dedim. "Fenerbahçe"dedi.

Fenerbahçe demişti. Benim gibi koyu Galatasaraylı birine Fenerbahçe demişti. "Kalk"dedim birden. En hassas noktalarımdan biriydi takım konusu. Küçükken her derbi maç olduğunda babamla izlerdik. İkimiz Galatasaraylıydık annemse Fenerbahçeliydi. Ve o akşam evde çok gergin bi ortam olurdu. Keşke yine olsa.

(Burda küçük bisey söylemek istiyorum. Çünkü sonradan sorun oluyor. Arya herşeyi unutmus bunu nasıl hatırlıyor diyebilirsiniz ama Arya tamamen beynini aldırmadı? Cok büyük olayları hatırlamıyor ama böyle ufak şeyleri unutmadı.)

Mirza kafasını kaldırıp bana baktı ciddi misin der gibiydi yüz ifadesi. "Kalksana"dedim. "Nereye kalkayım bebeğim noluyor gece gece"dedi. "Git o koltukta uyu."dedim. "O nerden çıktı."dedi. "Mirza kalk git orda uyu. Gelme yanıma falan. Allahın Fenerbahçelisi"dedim. "Ya sabır ya sabır."diye söylene söylene yanımdan kalkıp koltuğa gitti. Kal orda.

🍃

Mirza bir saate yakındır koltukta dönüp duruyordu. Bende uyuyamıyordum aslında ama Fenerbahçe demişti. Daha fazla dayanamayıp kalktım. Yanına gidip yavaşça yattım. "Sen az önce kovmadın mı beni?"dedi. "Tamam gel uyuyalım. Bende.    uyuyamıyorum"dedim. "İlk kavgamızı takım yüzünden yaptığımıza inanıyorum anasını satayım"dedi.

ARYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin