Nasılsınız papatyalarım 🍃
🍃
Ben seni affetsem bile çocukluğum affetmez 🍃
İnsan bazı durumlarda zaman kavramını yitirebiliyormuş. Önceden herşeyi dakikası dakikasına aklımda tutmaya çalışıyorken şimdi ne zamandan beri burda olduğumu bilmiyordum. Belki birkaç gün belki birkaç hafta. Arkadaşlarımı özlemiştim. Gece'yi özlemiştim. İstediğim saatte dışarıya çıkmayı özlemiştim.
İlk günler her yemekten sonra üstümü arıyorlardı. Ne yapmamı beklediklerini bilmiyordum. Bıçağı alsam ne yapacaktım ki kendimi mi öldürecektim? Hem bu onların işine gelirdi aslında. Sonradan Mirza buna izin vermemişti. Mirza. Beni ilk önce bulutlara kadar çıkarıp ondan sonra yere çakılmamı sağlayan adam.
Hep buradaydı. Birkaç kez yanıma girmişti. Bazı geceler uyandığım zaman istemsizce ağlıyordum. Oda sanırım sürekli kapının önünde olduğu için giriyordu hemen. Sarılmaya yeltendiği olmuştu ama izin vermemiştim. Bana dokunmasını istemiyordum. Çünkü eğer sarılırsam kokusunu içime çekersem onu affederdim. Bunu yapamazdım. Çünkü ben bunu yaparsam küçük Arya beni affetmezdi.
Alparslan Korel. Adını milyon defa söylemişti. Her gece uyumadan önce yanıma gelip o geceyi anlatıyordu bana. Bunca yıl nasıl acı içinde kıvranmama sebep olduğunu anlatıyordu. İlaçlarımı bile kendisinin ayarladığını bu yüzden bu kadar geç hatırladığımı anlatıyordu. Oğlunu hayatıma nasıl soktuğunu anlatıyordu. O anlatırken ben sadece boş boş duvarı izliyordum. Psikolojik şiddet uyguladığını düşünüyordu ama bunlar artık kabullendiğim şeylerdi. Sadece tekrar tekrar duymak istemiyordum.
Mirza bana bi defter getirmişti. Sanırım kendince benim için bişeyler yapmaya çalışıyordu. Her gün içimden gelenleri yazıyordum deftere. Bu beni birazda olsa rahatlatıyordu. Kapının önünden gelen seslerle defteri kapattım ve ayağa kalktım. Sanırım yine yemiyeceğimi bile bile yemek getirmişlerdi. Kapı açılınca elindeki tepsi ve bi iple birlikte Mirza girdi içeri. Her geçen gün biraz daha halsiz görünüyordu. Dünde hiç uyumadığı belliydi. Kapıyı ayağıyla kapatıp tepsiyi masanın üstüne koydu. "Hiçbişey yemedin sabahta. Lütfen bunları ye"dedi." İstemiyorum "dedim.
Ben tekrar masaya otururken oda gelip önümde durdu." Bebeğim. Nolursun ye. Hem yersen söz veriyorum bizimkileri arıyacam konuşacaksın. Biliyorum özledin onları"dedi. Birden ona döndüm." Bunu neden yapasın ki? Babanı tehlikeye atmış olmaz mısın? "dedim." Sikeyim onu. Ben dayanamıyorum sen bu haldeyken. Elimden de bişey gelmiyo. Çünkü seni burdan çıkardığım an öldürürler seni."dedi." Ben şuan yaşıyor muyum sence? "dedim." Bebeğim lütfen."dedi. Bende acıkmıştım ama o adamlara güvenmediğim için yemiyorum." Gökhan'ı Lena'yı bide Asel'i istiyorum. Atlası istemiyorum. Seni de istemiyorum gelme bi daha."dedim.
Telefonunu cebinden çıkarıp birkaç numaraya tuşladı. Sonra bana verdi. Birkaç çalış sonra hepside açtı." Noluyor lan bizi mi özledin"dedş Gökhan. "Çom özledim" dedim. Sesim şimdiden titremeye başlamıştı bile. "Arya. Güzelim neredesin sen ulaşamıyorum sana kaç gündür. Telefonun kapalı evde yoksun." dedi. "Aryam bende çok özledim seni. Nereye kayboldun. Hem siz barıştınız mı?" dedi. "İyiyim ben sadece sizi özledim" dedim. "İyi falan değil. Sevgili babamın yanında" dedi Asel. "Ne babası lan. Mirza ne bok yiyor. Kaç gündür orda mısın sen?" dedi Gökhan. "İyiyim abicim. Gerçekten iyiyim. Hem rahat burası. Kafamı dinliyorum" dedim gülmeye çalışarak.
Mirza bana bakıyordu. "Arya gerçekten iyi misin?" dedi Lena. "Güzelim gerçekten iyiyim." dedim. "Her an biri gelebilir. Kapatmamız lazım" dedi Mirza. "Şu olaya bak anasını satayım. Benim kardeşim kaç gündür düşman saflarda ama benim yeni haberim oluyo. Hay sileyim böyle işi. Gelip alacam seni korkma" dedi Gökhan. "Gelme sakın. İstemiyorum gelmeni. Şimdi kapatmam lazım. Seviyorum hepinizi de dikkat edin kendinize." dedim. Onların bişey demesine fırsat vermeden kapattım telefonu. Ağladığımı duymalarını istemiyordum. "Ağlama bebeğim nolursun ağlama." dedi Mirza. Tam öne atılmış sarılacaktı ki elimle durdurdum onu.
"İstemiyorum seni. Dayanamıyorum ben artık. Üstüme üstüme geliyor bu duvarlar. Mirza beni burdan çıkar. Bak kimseye söylemem bişey. Unuturum herşeyi tekrar. Ama çıkar beni burdan. Dayanamıyorum. Yemin ederim dayanamıyorum. İçimdeki güçsüzlükle savaşmaktan yoruldum."dedim." Yapamam işte yapamam çıkaramam seni burdan. Arya nolursun beni affet. Lütfen affet beni."dedi." Ben seni affetsem bile çocukluğum affetmez. Şimdi git bi daha da gelme."dedim. Yatağın üstüne oturup bacaklarımı kendime çektim. Kimseyi görmek istemiyordum.
Ayağa kalktı." İp getirdim. Bahçeye çıkarmaya çalışacam seni. O zaman salıncak kurarız."dedi. Sonra arkasını dönüp odadan çıktı. Zorla durdurduğum gözyaşlarımı tekrar serbest bıraktım. Dayanamıyordum. Aldığım nefes nefesimi kesiyordu. Artık dayanamakta istemiyordum. Akşama kadar ağladım. Sonra gözüme Mirza'nın getirdiği ip çarptı. Ayağa kalkıp masaya oturdum. Defteri açıp son kez yazmaya başladım. Gözyaşlarım kağıdı ıslattı birkaç kez. Ama umursamadım yazmaya devam ettim. O sırada annemle babam yanıma geldi. Çok özlemiştim onları. Gülümsediler bana. Bende onlara gülümseyip yazmaya devam ettim.
Delirmiştim. Demekki insanlar azıcık bi zaman diliminde bile delirebiliyormış. Yazmayı bitirdikten sonra defterin üstüne küçük bişey yazıp ayağa kalktım. Yanına geliyorum babacım. Umarım sizde beni özlemişsinizdir. Mirzanın getirdiği ipi tavana astım. Bu yaptığıma delilik derlerdi. Ama ben hayallerimi asmıştım bu ipe. Şimdi sadece ruhumu da onların yanına yolluyordum. İpi astıktan sonra sandalyeyi aldım. Yine ağlamaya başlamıştım. Ama bu sondu. Herşeyin sonuydu. İpi boynuma geçirdim. Umarım bana küsmezsin sevgilim. Umarım senı çok sevdiğini asla unutmazsın. Sadece küçük bi an duraksadım. Mirzanın hayali gözümün önünde belirdi. Yapma dedi. Bırakma beni dedi. Ama bizim bi geleceğimiz olamazdı. Mirzanın hayaline gülümseyip ayağımın altındaki sandalyeyi devirdim. Hayallerimi astığım iple ruhumu da asmıştım. Sonrası zaten sonsuz karanlık.
🍃
Biliyorum herkes şuan lan ben ne okudum diyor. Bende yazarken lan ben ne yazıyorum dedim. Ama sanırım böyle ilermemesi gerekiyor.Başka bişey demiyecem. Dikkat edin kendinize:) 🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARYA
Ficção Adolescente... "Kimseyi istemeyen ben sadece seni istemiştim."dedim. Artık sesim doğru dürüst çıkmıyordu bile. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Belli belirsiz bı şekilde gülümseyip ayağa kalktı. "Benimde herkese kükreyen sesim bı sana titremişti küçüğüm..." di...