DÜZENLENMİŞTİR
"Gizlenmek zevklidir, bulunmamak felaket"
(Pars'ın Anlatımından)
Dudaklarıma değen ıslaklık hoşuma giderken kulaklarımı dolduran telefon sesi rüya ve gerçeklik arasında gidip gelmemi sağladı.
Gözlerim odadaki ışıkla buluştuğunda tam karşımda dolgun dudaklı beni öpen kadınla karşılaştım.
Kim olduğunu yada adını hatırlamıyorum.
Uyandığımı görünce yüzümden uzaklaştı
"Günaydın sevgilim" gülümsemekle yetindim, cevap vermedim. Gözlerimi geri kapayacakken telefonu gözümün içine sokarak arayan kişiyi gösterdi.
"Sonra dönerim ben" elimin tersiyle itekledim
"Saatlerdir arıyor, önemli bir şey olabilir" uzattığı telefonu elime alıp açtım, ardından kulağıma götürdüm.
"Hııı?"
"Nerdesin sen?" Afşinin gür bağırışı gözlerimin tamamen açılmasını sağladı.
"Bu telefona niye bakılmıyor" sinirinden önemli bir şey olduğu anlaşılıyordu.
Göğsüme yatmaya hazırlanan kadını itekleyip yataktan doğruldum.
"Ne oluyor?"
"Telefonu açsan öğrenirdin, neredeysen çabuk Asrın'ın evine gel hepimiz buradayız"
Ve telefon yüzüme kapandı. Yerde duran boxeri yorganın içinde giyip ayağa kalktım.
Pantolonu aramaya başladım, kadın çıplak şekilde yataktan kalkıp önümde dikildi, kollarını boynuma dolarken geriye çekildim.
"Acelem var"
"Yaa ama hani bütün gün benleydin?" pantolonu sonunda kapının girişinde bulup onu da üzerime geçirdim
"Söz başka bir güne" Son olarakta gömleği de giyip düğmeleri iliklemeden ceketi aldığım gibi odadan çıktım.
Asansörden çıkarken telefona mesaj geldi, mesaja bakacakken önce saati gördüm.
18.28 olmuştu, Asrınla olan psikiyatr randevuma sadece bir buçuk saat geç kalmıştım.
Şifreyi girip mesaja baktım, Afşin konum göndermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR "Ölüler Sır Tutar"
Teen Fiction-Ara verildi- Sadece ölüler sır tutardı, hiç bir cinayet delilsiz kalmazdı, arkanızda hep bir iz olurdu bu iz bir sır olsa bile. Bir balo, üç kız... En güzel günleri onlar için ölene dek kabus olarak kalacaktı. Onları birleştiren bu fırtına kasırgay...