-Ara verildi-
Sadece ölüler sır tutardı, hiç bir cinayet delilsiz kalmazdı, arkanızda hep bir iz olurdu bu iz bir sır olsa bile.
Bir balo, üç kız... En güzel günleri onlar için ölene dek kabus olarak kalacaktı.
Onları birleştiren bu fırtına kasırgay...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DÜZENLENMİŞTİR
"Özgürlük mutlaka paylaşılacaktır, suç ortağı bir hayat arkadaşıyla..."
Bilinmezliklerle dolu hayatta hep aklımızda daima soru işaretleri olurdu.
Evren, dünya aklımızın eremeceği kadar ne kadar da çok değişikliklerle doluydu.
Bizi bilinmezliğe sürükleyen pencere oradaydı, dünyada. Ne kadar sürükleniyor olsakta hangi pencere aydınlığa ulaşırdı bilinmez.
İşte o bilinmezliği biz yok etmeliydik.
Ama bunu her gördüğümüz pencereden atlayarak yapamazdık daha fazla.
"Nerede kaldı bu?" Neva homurdanmaya başlamıştı, neredeyse tahminen 10 dakika geçmişti gizli kahramanımız gideli.
Her geçen dakika kanın keskin kokusundan bir nebzede olsa midem bulanmaya başlamıştı.
"Bizi şikayet etmiş olmasın" bilmiyordum ve aslada güvenmemiştim.
Neva ayağa kalkarken inceleme fırsatım oldu, saçları her zamankinden çok daha kısalmıştı açık bıraktığı saçlarından görebiliyordum.
Üzerine giydiği transparan croptan dolgun göğüsleri görünüyordu, hiç değişmemişti hala ince olan bacaklarında duran dar eteğin uyumuyla harikaydı. Üç sene önce olan gözlerindeki o belirgin parlak ışıltı yerini koruyamamıştı ama kahverengi göz bebekleri çok yorgun duruyordu.
Beyaz ışık gözlerimi çok fazla yormuştu, yeşil ledler kavga sırasında adamın Nevayı alıp üzerlerine atmasıyla patlamıştı.
Kapıdan tıkırtılar gelemeye başlayınca yerdeki kanlı sopayı alıp kapıya ilerledim.
Kapı kulpu aşağıya inince iki kişi girdi içeri kucaklarında içki kolileri vardı. İçlerinden biri o adamdı ama yanındakini tanımıyordum.
"Bebeğim size o kadar yardım ediyorum, beni de mi o sopayla öldüreceksin?" benimle konuşana göz devirirken yanındaki oğlanın bakışları yerdeki ölü bedene kaydı.
"Siktir, cidden ceset varmış burada. Hanginiz yaptı?" Hiç düşünmeden nedensizce el kaldırdım, kolileri yere bırakıp elini bana uzattı
"Tebrik ederim" dedi elimi sıkarken. "cidden bak. Harika tertemiz bir iş olmuş. Böyle adamlara az bile" cümlelerin ardı ardına kesilmedi bense ne diyeceğimi bilemez bir şekilde dinledim sadece, diğeri omzundan itekleyince sustu.
"E ne yapıyoruz?" Ilgaz yanıma yaklaşıp kolunu omzuma attı
"Bu arada ben Ayaz" iki elinin birini tekrar bana diğerini Ilgaza uzattı.
"Ben Ilgaz, bu Asrın arkadaki de Neva" parmak uçlarına kalkıp omzumuzun üzerinden geride kalan Nevaya el salladı.
Hala adını bilmediğimin kucağındaki bira kolisini tırnağımla yırtıp içinden bir tanesini aldım, kolayca kapağını açıp bir kaç yudum aldım ardından geri kalanını adamın üzerine döktüm.