DÜZENLENMİŞTİR
"Bir hikayem var, bir hikayem bitmedi"
(Afşin'in Anlatımından)
Üzerimdeki bornozu bir kenara atıp yatağın üzerine özenle konmuş olan takım elbiseyi giymeye başladım, saat daha sabahın altısıydı.
Bu gün İdilin babası ile resmi olarak şirketlerimizi birleştirmek için küçük ama önemli bir toplantı gerçekleşecekti.
Gömleğin düğmelerini ilikleyip lacivert ceketi de üzerine giydim, saçlarım çoktan kurumuştu fönle şekil verip odadan çıktım.
Ev çok sessizdi, kızları eve bıraktıktan sonra Pars eve gelmemişti Ayaz ise uyuyor olmalıydı.
Merdivenlerden aşağıya inip mutfağa girdim, her sabah olduğu gibi sıkılmış portakal suyumu içtim, kahvaltı yapmak istemediğimden evden erkenden çıktım.
Her gecenin bir sabahı vardı, gece mutluyken şimdi somurtkan bakışlarımla başbaşa kalmıştım.
Bu bakışları babamdan öğrenmiştim, her zaman dik dur ve kaşlarını çat bu seni ciddi biri olarak gösterir.
Ciddi biri olmak istemiyordum ama bir yandanda asla babama karşı gelemedim.
Arabaya bindiğimde yan koltuktaki dosyalar çarptı gözüme, dün ödünç (ç)aldığımız dosyalar.
Artık neyi aramamız gerektiğini çok iyi biliyorduk, dosyanın en sonunda söylenene göre Asrının yangın anında düşürdüğü telefon vardı, resimde ekranı paramparça olmuş bu telefonu bulmalıydık.
Telefon açılmıyor olsa bile üzerinde mutlaka parmak izi vardır.
Kontağı çalıştırdığımda, telefonumun zil sesi doldurdu kulaklarımı araba ekranında kimin aradığı belirdi.
Sabah neşem(!) İdil arıyordu tabiki de. Dün gece kavga etmiştik aramasını hiç düşünmemiştim.
"Efendim"
"Şirkete geldim sen nerdesin?Heyecandan uyuyamadım bile" neşeli çıkan sesine zorla gülümsemeye çalıştım biliyorum beni görmüyor ama evlenecektik onu sevmeliydim.
Huzursuz mutsuz bir evlilik istemiyordum.
"Bende çok heyecanlıyım, geliyorum"
"Harika, o zaman ben seni tutmayayım şirkette görüşürüz sevgilim"
"Görüşürüz" öpücük atıp telefonu kapattı, kavgayı uzatmama konusunda karar kılmış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR "Ölüler Sır Tutar"
أدب المراهقين-Ara verildi- Sadece ölüler sır tutardı, hiç bir cinayet delilsiz kalmazdı, arkanızda hep bir iz olurdu bu iz bir sır olsa bile. Bir balo, üç kız... En güzel günleri onlar için ölene dek kabus olarak kalacaktı. Onları birleştiren bu fırtına kasırgay...