"Kanla kazınmış gerçeklerimizdi yaşam"
(Asrın'ın Anlatımından)
Ellerimde kelepçe vardı, bu haldeyken bile gülmemek için kendime çaba sarf ediyordum.
Kaçan kovalanır demiştim...
Kaçtım ve hiç beklenmedik bir anda yakalandım, taksiyi durdurup kimlik kontrolü yaptılar sonuç olarak polis arabasındayım.
Gerçekten gülünç bir durumdu.
Bacaklarımı üst üste atıp arkamdaki koltuğa yerleştim, ön taraftaki iki polisin gözleri üzerimdeydi.
Bir tanesi deliymişim gibi bakıyordu, asla ilk göz temasını kesen biri olmadığımdan dikiz aynasında dakikalarca bakıştık.
"Tutuklandın ve gülüyor musun?"
"Gülünç bir durum bu, neden tutuklandığımı bile bilmiyorum. Ne yapmamı istersiniz ağlayım mı?" Gözlerimi kocaman açıp yaşların göz pınarlarımda birikmesini sağladım, polis hala bana bakarken göz yaşlarımı akıttım
"Şimdi oldu mu?" Akan yaşların süzülmesine izin verdim, çok kolay ağlayabiliyordum.
Karakol önüne geldiğimizde arabayı tam kapının önünde durdurdular, kapımı açan polis yardımıyla indim arabadan.
Tek koluma polisin biri girdi, istesem arabada kapıyı açıp yola bile atlardım bunu yapmaları gereksizdi.
Kapıdan içeriye geçerken Parsın hemen arkamızdan taksiden indiğini gördüm.
Ben sorgu odasına alınırken o da amirin odasına girdi.
Sorgu odası hiçte filimlerdekine benzemiyordu, tepemde sallanan lamba yoktu, karanlık değildi.
Küçük odanın tam ortasında iki sandalye ve bir masa vardı, tam romantik bir yemek için idealdi bence.
Bu fikrimi sorgu için gelen kadına söylesem herhalde beni hapise atardı.
Kadının karşısına geçtim, önünde dosya vardı, dosyada benim küçük bir resmim ve kayıp olan telefonum.
İşte o an beynimde şimşekler çaktı, Ege telefonu polise vermişti çoktan. Ayrıca resimde güzel çıkmamıştım. Gözlerimi kırpıştırıp memura döndüm.
"Asrın Karataş" dedi önündeki dosyayı havaya kaldırdı
"Bu size mi ait" kafamı salladım"Dün akşam buraya getirilmiş, yanan barda bulunmuş" Her kelimesinde şüphe seziyordum, yada bu herkese yapılan bir muameleydi, benim suçlu olduğumu bilmiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR "Ölüler Sır Tutar"
Teen Fiction-Ara verildi- Sadece ölüler sır tutardı, hiç bir cinayet delilsiz kalmazdı, arkanızda hep bir iz olurdu bu iz bir sır olsa bile. Bir balo, üç kız... En güzel günleri onlar için ölene dek kabus olarak kalacaktı. Onları birleştiren bu fırtına kasırgay...