"Gecenin bana oyununa bak, gülüşünde gizlenmiş tüm yıldızlar"
(1 Gün sonra)
(Asrın'ın Anlatımından)Hiç size de oluyor mu gecenin bir yarısı her şeyin anlamsız geldiği?
Etkilendiğin adamın, size hiç tepki vermeden put gibi karşınızda beklediği gibi bir gece...
Birkaç bira kalmış elde, gecenin geç saatlerine kadar sayısını bilmediğiniz kadar içip, ara ara tüm içtiğiniz içkiler etkisini yitiriyormuş gibi.
Öyle ruh halleri vardır ki, tüm dünya boş gelir.
Aslında bu hissin bir zaman kavramı yoktu, her an her durumda aniden zihnimizde beliriveriyordu.
Hemde ne halde olduğumuzu umursamadan bencilce geliyordu bu anlamsızlık.
İşte şimdi olduğu gibi, yine gün gerçekliğini yitirmiş anlamsız gelmeye başlıyordu.
Yüksek dozda sıvı Tropfen enjekte edildiğini söylemişti doktor dün akşam, hemde iğne yoluyla.
İşte bir anlamsızlık daha, o iğne Neva'nın vücuda nasıl girebilmiş zehrini salgılamıştı.
Anlamsız geliyordu bütün bunlar gecenin bu saatinde, tek bir sopa darbesiyle kocaman cüsseli birini tek hamlede öldürmek gibiydi bu anlamsızlıklar.
Biz birer suçluyduk, üç cinayeti saklıyorduk, kimsenin bunları bizim yaptığımızı bilmiyordu peki neden biri bizimle uğraşıyordu ki?
Belki o kişi Egeydi onun amacı belliydi ama onun olmadığını da biliyordum yada bir yanım onun olmadığına kanmak istiyordu.
Boynuma değen sıcak nefesle irkilsemde arkama dönmedim, parfüm kokusundan kimin geldiği anlaşılıyordu.
Bu akşam Neva'nın taburcu olmasıyla benim evime gelmiştik.
Elleri kollarıma tırmandı, başını sırtıma yaslarken elleri kollarımı tutuyordu.
"Bu aralar seninle fazla baş başa kalmaya başlamadık mı sence?" Güldüğünü duydum
"Dünü hatırlıyor musun?" Gözlerimi sıktım, o gece birkez daha iğrenç biri olduğumu anladım, benim ben olmadığı hareketlerdi.
"Geceyi hatırlamasak?" Kafasını kaldırıp ellerini çekti, bu seferde omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi.
"Ama yarım kalmış bir cevap vardı" gözlerimi yere eğdim, ne istiyorum bilmiyorum, ne yaşıyorum bilmiyorum, ben kimim bilmiyorum, tek bildiğim şey nefes alıyor oluşum, bu da ne yaşadığımı bilmezken çokta anlamsız oluyordu.
"Bilmiyorum" dedim cevap beklediği sorusuna. Ellerimi saçlarıma geçirip çekiştirdim.
"Senin kaç tane sevgilin var? Ciddiyim, Kayra kardeşin peki o kahverengi saçlı kadın kimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR "Ölüler Sır Tutar"
Teen Fiction-Ara verildi- Sadece ölüler sır tutardı, hiç bir cinayet delilsiz kalmazdı, arkanızda hep bir iz olurdu bu iz bir sır olsa bile. Bir balo, üç kız... En güzel günleri onlar için ölene dek kabus olarak kalacaktı. Onları birleştiren bu fırtına kasırgay...