[asu]
En son arabada geçen konuşmamızdan sonra hiçbir şey söylemeden arabadan inmiş, Feza'nın da yanıma gelmesiyle el ele partinin olduğu mekâna girmiştik.
İçeri girdiğimiz anda ise Fezaların neredeyse tüm dördüncü sınıfları doğum gününe davet ettiğini anlamıştım. Her yer tıklım tıklım okuldaki tanıdık yüzlerle doluydu.
Ben öylece renkli ışıklandırmaların izin verdiği kadarıyla etrafı incelerken Feza bir elini belime yerleştirerek beni ilerideki merdivenlerin olduğu kısma yönlendirdi. Böylelikle üst kata çıkacağımızı anlamıştım.
Üst kata ulaşan basamakları yavaş yavaş çıktık ve yukarıdaki geniş masaların olduğu kısma ulaştık. Çok geçmeden de görüş açımıza Umut, Buğra ve Mete ile birlikte tanımadığım birkaç yüz daha girmişti.
Ayağımdaki topuklu ayakkabıların izin verdiği kadarıyla Feza'nın adımlarına eşlik ederken kısa süre içersinde onların oturduğu masaya ulaştık.
Bizi gören Umut ayaklanıp ikimize de sarılarak selam verdi. Ardından geri çekilip "Neredesiniz siz? Biz pastayı çoktan kestik. Siz assolistler de teşrif edebildi sonunda," diye gülerek konuşmuştu.
Önemli olmadığına dair bir şeyler mırıldanıp gülümseyecek "Doğum günün kutlu olsun," diye bağırdım ortamdaki yüksek müzik sesinden dolayı sesimi duyurabilmek için.
Umut teşekkür ettiğinde Feza onu umursamadan beni masadaki boş yere yönlendirdi. Ben deri koltuklarda yerimi aldığımda o da diğer arkadaşlarıyla erkekçe selamlaşıp yanıma oturdu.
Masadaki herkesin odağı bizi bulduğunda istemsizce gerilmiş, onlara yapmacık bir gülümseme göndererek karşılık vermiştim. Mete ile Buğra'ya bir şekilde katlanabilirdim ama masada oturan diğer 4 erkek ile 2 kızı daha önce hiç görmediğim için istemsizce yabancılık çekmiştim.
"Ee Feza, bizi hanımefendiyle tanıştırmayacak mısın?"
Hemen karşımızda oturan sarışın çocuk yayvan yayvan gülüp beni süzerken bakışlarını özellikle oturmamdan dolayı açılan bacaklarımda hissetmiş, rahatsızca bulunduğum yerde kıpırdanmıştım.
Feza da benim rahatsız olduğumu anlamış olacak ki "Çek o gözünü sevgilimin üzerinden Sarp!" diye uyardı adının Sarp olduğunu öğrendiğim çocuğu. Ardından elini belime atıp beni kendisine çekerek saçlarımın üzerine öpücük bırakmıştı.
"Yemedik sevgilini amına koyayım."
Feza duyduğu şeylerle sinirle küfür mırıldanmıştı. Onun da bu çocuktan hazzetmediğini anlamıştım. Sırf en yakın arkadaşının doğum gününde olay çıkarmamak için onu sineye çektiğini tahmin etmek zor değildi.
"Bir gün çok fena benzeteceğim bu piçi."
Feza'nın dakikalar önceki arabadaki keyifli hâlinden eser kalmamış, sinirle bacağını sallamaya başlamıştı. Bir yandan da kendi kendisine küfürler ediyordu lakin yüksek sesten dolayı net olarak duyamıyordum ne söylediğini.
Onun sinirden salladığı bacağının üzerine elimi yerleştirdim ve "Boşu boşuna gerilmeye gerek yok sevgilim. Buraya Umut'un doğum gününü kutlamak için geldik," diye onu sakinleştirmek adına bir şeyler söyledim. Aksi takdirde bu gece hiç istemediğimiz şekilde sonlanacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓
Teen Fiction[texting] asu: kim? asu: en azından bana kim olduğunu söyle asu: o gece gittiğin mekandaki kızlardan birisiyle mi aldatıyorsun beni? asu: ya da okuldan mı? asu: tanıyor muyum ben? asu: daha mı güzel benden? asu: benim asla sunamayacağım şeyleri mi s...