12K ♡
[asu]
Bedenimde hissettiğim sıkı kolların baskısıyla daha fazla dayanamayıp gözlerimi aralarken ilk birkaç saniye nerede olduğumu algılamak için etrafta gezdirdim gözlerimi. Feza'nın diğerleriyle ortak kaldığı evdeki odasındaydık.
Kirpiklerimi birkaç kez daha kırpıştırıp bakışlarımı vücudumdaki ağırlığa çevirdim. O sırada da bu ağırlığın kafasını göğsüme yaslayıp uyuyan Feza'ya ait olduğunu fark etmiştim.
Sırtımdaki elleri beni iyice kendisine çekerken uykulu sesiyle bir şeyler mırıldandığını hissettim ama ne olduğunu anlayamamıştım. Büyük ihtimalle yine sinir olacak bir şeyler bulup ona küfür ediyordu.
Elimi saçlarının arasına götürüp usulca parmaklarımı gezdirmeye başladım saçlarının arasında. Güne bundan daha iyi nasıl başlayabilirdim bilmiyordum...
Gülümseyip yatakta daha rahat bir hâl alabilmek için hafifçe kıpırdandığımda Feza'nın uykulu sesiyle "Düzgün dur Asu," dediğini işitmiştim.
Onun yeri rahattı tabii. Bir elini sıkıca sırtıma sarmış, diğer eli de bacağımdaydı. Kafasını yasladığı göğsümü saymıyordum bile.
"Uyansan mı artık?"
Benim beklentiyle sorduğum soruya karşılık "Uyanığım zaten kızım. İki dakika daha şurda kalsam çok mu?" diye huysuzca homurdanarak cevap verdi. Ardından kafasını göğsümden kaldırıp yastığa yasladı.
"Şu sütyeni de bir dahakine çıkart amına koyayım. Siktiğimin sütyen teli bir türlü rahat vermedi."
Gözlerimi devirip yattığım yerden doğruldum ve "Sen rahatsız oluyorsan hemen çıkartırım paşam. Dert ettiğin şey bu olsun," diye alayla cevap verdim ona.
"Yardım lazımsa falan çekinme sor. Biliyorsun, çok yardımsever bir insanımdır."
O da benim gibi alayla karışık konuştuğunda "Bilmez miyim," diye mırıldandım. O kadar yardımsever bir insandı ki kendisi sütyenimi çıkarmamda bana seve seve (!) yardım ederdi.
İstemsizce aklımda canlanan görüntüyle bakışlarımı kaçırıp odadaki duvar saatine baktım. Saat henüz 8'e bile gelmemişti.
Bakışlarım tekrar yatakta üzeri çıplak bir şekilde uzanan Feza'ya kaydığında onun yüzündeki gülümsemeyle beni izlediğini fark etmiştim. Bakışlarının yoğunluğu altında ne yapacağımı bilemeden ben de ona gülümsedim.
Dizlerimin üzerinde hafifçe doğrulup onun yanına ulaştığımda alnına düşen dağılmış saçlarını geriye attım. Görüş açıma giren kızarmış cildiyle yüzüm düşerken "Çok acıyor mu?" diye sordum.
"Boş ver beni."
Alnındaki elimi çekip üzerimdeki ona ait olan kazağın kolunu yukarıya sıyırdı ve dün gece o çocuğun sıktığı kolumu inceledi. Her ne kadar hassas cildim yüzünden dün gece kolum kızarmış olsa da şu an geçmişti.
"Seni öyle bir ortamda yalnız bırakıp giden aklımı sikiyim. Özür dilerim Asu."
Dünden beri hem Umut hem Feza defalarca kez özür dilemişti. Kendilerini suçlu hissettiklerini anlamak zor değildi. Lakin onların elinde olan bir şey yoktu ki.
"Önemli değil sevgilim. Artık bu olayı unutmaya çalışsak olur mu? Hatırlayıp moralimizi bozalım istemiyorum."
Beni başıyla onayladı. Her ne kadar ağzının içinde mırıldandığı küfürlerden onun bunu yapacağından emin olamasam da üzerinde durmadım. Sadece yüzüme sürekli hatırlatılıp durulmasını istemiyordum. Çünkü ne kadar görmezden gelmeye çalışırsam unutmam o kadar kolay olurdu.
"Hadi hazırlanalım artık. Okula geç kalacağız."
"Ne okulu kızım?"
Tam da beklediğim tepki.
"Senin devamsızlık yapma hakkının olmadığı okul."
Bir küfür de bunun için etti. Gerçekten çok küfür ediyordu ve ben artık onun bu hâline alıştığımı hissediyordum.
"En azından sabah öpücüğü alsaydım?"
"Şansını zorlama istersen."
"Yanaktan da mı olmaz?"
Onun asla pes etmeyeceğini anlamış, yanağını öpmek için yüzüne doğru uzanmıştım. Lakin o beklemediğim bir hamle yaparak beni bir anda belimden tuttuğu gibi yatakla sırtımın buluşmasına neden olmuştu. Ben daha bunun şaşkınlığını yaşayamadan da dudaklarımın üzerindeki baskısını hissettim.
Tam ona karşılık vermeye başlayacakken bir anda açılan odanın kapısıyla içeriye sırasıyla Buğra, Mete ve Umut'un dalması saniyeler içersinde gerçekleşmişti.
"Günaydın aşk böcükle... Lan, siktir!"
Buğra gülerek başladığı cümlesini sonlara doğru bizi görmesiyle bağırarak bitirken onların içeri girmesinden gram etkilenmeyip hâlâ daha üzerimde uzanan Feza'yı hızla ittim.
"Biz sizi uyuyor sanıyorduk amına koyayım, siz çoktan uyanmışsınız. Hatta Feza'nınki uyanalı çok olmuş."
Buğra gülerek Feza'ya imalı imalı bakarken Feza sinirle yataktan ayaklandı. Bu hareketiyle birlikte Buğra da koşarcasına odayı terk etmişti. Feza da onun peşinden çıkmıştı odadan.
"Seni sikeceğim Buğra! Gel lan buraya."
Mete gülüp onların yanına ilerledi. Umut da son kez "Bunlar böyle valla Asu. Evde hiçbirini zapt edemiyoruz," diyerek onları, çocuğunu öğretmenine şikayet eden veli edasıyla bana şikayet etmiş, sonra da kendi kendisine söylenerek odadan ayrılmıştı.
Bense dakikalar önce yaşanan olayların şaşkınlığını atlatmaya çalışıyordum...
—
1 hafta benden düzyazı bölümü beklemeyin artık valla bezdim he
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓
Teen Fiction[texting] asu: kim? asu: en azından bana kim olduğunu söyle asu: o gece gittiğin mekandaki kızlardan birisiyle mi aldatıyorsun beni? asu: ya da okuldan mı? asu: tanıyor muyum ben? asu: daha mı güzel benden? asu: benim asla sunamayacağım şeyleri mi s...