5.5

9.3K 468 117
                                    

[feza]

"Belki ben devam etmeni istiyordum?"

Daha doğru düzgün yaşayamadığım şaşkınlığın ardından dudaklarımda hissettiğim baskıyla ellerim anında belini buldu. Az önce yakından ilgilendiğim göğüsleri benim göğsüme yaslı bir şekilde direksiyon ile koltuğun arasındaki mesafenin izin verdiği kadarıyla kucağımdaydı.

Beni öpüyordu. Bir haftadır doğru düzgün öpemediğim dudakları şu an beni tüm beceriksizliğiyle öpmeye çalışıyordu ve lanet olsun ki bu mükemmel bir histi!

Her ne kadar tecrübesiz hâlleri hoşuma gitse de bu şekilde bana üstünlük sağlamaya çalıştığında daha bir çekici geliyordu gözüme.

Dudaklarımı yavaşça hareket ettirip ona uyum sağlarken aynı zamanda da ellerimi belinden aşağı kaydırıp kalçalarını okşadım. Sertçe.

Onun dudaklarımın arasında boğuk bir şekilde inlediğini işittiğimde daha da artırdım hızımı. Bunun yeterli olmadığını hissettiğimde ise dudaklarının arasından ağzına sızdım.

Diliyle temas eden dilim öpücüğü iyice derinleştirdiğinde bir yandan da ellerimle vücudunu talan ediyordum.

Uzun bir süre diliyle ilgilendikten sonra dilimizin temasını keserek onu öpmeye devam ettim. Ta ki Asu nefessiz kalana kadar.

İstemeyerek de olsa geri çekildiğimde son kez öpmemden dolayı şişmiş ve kızarmış dudaklarına baktım. Onu delicesine öpmeye devam etmek istiyordum ama fark ettiğim şeyden sonra daha fazla bunu yapamazdım.

"Ben gelmeden önce içtin mi sen?"

Asu kucağımda hareketlendiğinde ellerimi bacaklarının iki yanına sabitleyerek hareket etmesine engel oldum. Biraz daha bu şekilde hareket ederse uyuyan devi uyandıracaktı ve şu an için istediğim son şeydi.

"Biraz."

Az önce onu öperken dudaklarından aldığım alkol tadı her şeyi yeterince açıklıyordu. Beyaz şarabın tanıdık şekerli hissiyatı onun dudaklarıyla birleşmiş, dudaklarını çok daha öpülesi bir hâle getirmişti. Şu durumda onu öpmek yerine geri çekilmek ise benim için fazlasıyla zor bir karardı.

"Ne kadar içtin?"

Omzunu silkti. Ardından düşünür gibi kafasını kucağındaki ellerinin üzerine çevirdi. O sırada da dudaklarını büzerek soruma cevap bulmaya çalışıyordu.

"Şey... sanırım 3 ya da 4 bardak."

"Hassiktir ordan. Yüzünün kızarıklığından anlamam lazımdı ama ben üşüdüğün için sanmıştım. Sarhoş olmuşsun amına koyayım."

Anında itiraz etti bana.

"Hayır sarhoş değilim ben. Hem Nil bana dedi ki beyaz şarap sarhoş etmiyormuş. Ben de tadını beğendiğim için içtim."

Kahkaha atmama engel olamadım. Şu an bana kendisini açıklarken o kadar öpülesi duruyordu ki...

"Nil kandırmış seni."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Gözlerini şaşkınca araladı. Dudaklarını aralayıp bir şey söylemeye niyetlendi ama sonra vazgeçti. Ben de öylece yüzümdeki gülümsemeyle onun tepkilerini izliyordum.

bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin