[asu]
"Hadi Asu, mızmızlanma. Devam!"
Feza'ya sinirli bir bakış atıp plank pozisyonunu aldım. Titreyen kollarım bana fazlasıyla zorluk çıkartmasına rağmen yine de onun söylediklerine inat devam etmeye çalıştım.
Bugün pazartesiydi. Dün Feza ile buluşmuş, normal (!) her çiftin yaptığı gibi sinemaya gitmiştik. Ardından da yemek yemiş ve akşam olunca da Feza beni eve bırakmıştı. Sonuç olarak günü sakin bir şekilde atlatmayı başarmıştık.
Bugün ise spor salonundaki ilk günümdü. Başlangıçta Feza ile biraz koşu bandında belli aralıklarla koşmuştuk. Şimdi de Feza ile spor salonunun antrenörlerinden birisinin benim için hazırladığı egzersiz programını takip ediyorduk.
Normalde benimle antrenörlerden birisi ilgilenecekti ama Feza buna gerek olmadığını söylemişti. Gittiği yerlerdeki insanlarla iyi anlaşma gibi bir huyu olduğu için antrenörle anlaşması çok da zor olmamıştı.
Yukarı kattaki asıl spor salonundan ziyade Feza'nın isteği üzerine alt kattaki pilatesçiler için hazırlanan salondaydık. Pilatesçiler akşam saatlerinde geldiği için şu an koca salon sadece bize kalmıştı. Feza daha rahat olmamız için üst kattaki işimizi bitirdikten sonra beni buraya getirmişti.
"Yanlış pozisyon, poponu indir. Çok havada tutuyorsun."
"En fazla bu kadar yapabiliyorum!"
Yaptığım hiçbir şeyi beğenmemesine karşılık sinirle çıkıştım. Konu spor olunca hiç de yumuşak davranmıyordu. Aksine beni çok fazla zorluyor, bu işi benden de çok ciddiye alıyordu.
"Bunu saymam yalnız."
"Yetmez mi bu kadar?"
"Yetmez."
Başımda dikilmeye son verdi ve önümde eğilip eliyle popomun üzerine baskı uyguladı. Bu sayede onun ifade ettiği gibi bir pozisyon almıştım ve bu fazlasıyla kollarıma yüklenmeme neden olmuştu.
"Bu şekilde durman gerekiyor."
Daha fazla dayanamayıp kollarımın üzerinde matın üzerine düşerken "Sen de fırsattan istifaden dokun tabii. Oh ne güzel!" diye çıkışmadan edememiştim. Bahsettiği hareketleri yapamıyor, yapamadıkça daha da sinir oluyordum.
"Hadi Asu, daha 3 set yapacaksın. Az öncekini saymıyorum."
Ofladım. Uzandığım yerden doğrulup "Biraz mola versek?" diye mırıldandığımda beni onaylamakla yetinmişti. Ben de matın üzerine oturup titreyen bacaklarımı uzattım. Çok yorulmuştum.
Feza da karşımda yerini alıp beni izlemeye başladığında arkadaki boydan aynaya kaydı gözlerim. Yanaklarım kıpkırmızıydı. Tepemde at kuyruğu yaptığım saçlarım dağılmış, terden dolayı enseme yapışmışlardı.
"Az kaldı. Biraz daha dayan."
Onu başımla onayladım. Önüme gelen saç tutamlarını kulaklarımın arkasına yerleştirerek bir süre daha nefesimi düzene sokmak amacıyla derin derin soluklandım. Oldukça uzun sayılabilecek bir sürenin ardından isteksiz bir şekilde devam edebileceğimize dair bir şeyler mırıldandım ve yönümü ters çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓
Teen Fiction[texting] asu: kim? asu: en azından bana kim olduğunu söyle asu: o gece gittiğin mekandaki kızlardan birisiyle mi aldatıyorsun beni? asu: ya da okuldan mı? asu: tanıyor muyum ben? asu: daha mı güzel benden? asu: benim asla sunamayacağım şeyleri mi s...