7.9

8.4K 426 153
                                    

bir buçuk ay sonra...

feza: Asu

feza: hadi artık be kızım

feza: 20 dakika oldu şu kapının önünde bekleyeli

feza: mezuniyete geç kalacağız amk

asu: yaa tamam sabret

asu: çok az kaldı hazırlanmama

feza: sana gönderdiğim elbiseyi giydin mi?

asu: giydim tabii ki😚

feza: güzel

feza: bekliyorum ben

asu: geliyorum sevgilimmm

Telefonumun ekranını alelacele kilitleyip yere bıraktığım beyaz topuklu ayakkabılarımı elime aldım ve hızlıca iplerini bacaklarıma çapraz olacak şekilde bağladım. Biraz gevşek olduğunu hissetmiştim ama arabada düzeltirim diyerekten şimdilik üzerinde durmadım.

Aynadan dudaklarımdaki bordo rujumu kontrol ettikten sonra bozulmadığına kanaat getirerek çantamı aldığım gibi odamdan ayrıldım. Yeterince geç kalmıştım zaten.

Annemlerle kısaca vedalaşıp apartmandaki asansöre bindim. Çok geçmeden siteden ayrıldığımda bir yandan da dalgalandırdığım uzun saçlarımı elektriklenmesi önlemek amacıyla ellerimle düzeltmekle uğraşıyordum.

"Sonunda lan sonund-"

Feza'nın kulağıma ilişen yarım kalmış söylenmesine karşılık kafamı kaldırdığım anda onu gördüğüm hâli kahkaha atmak istememe neden olmuş, kendime zor engel olmuştum. Karşımda öylece kalakalmıştı resmen.

Arabanın kapısına yaslanmış bir şekilde beni baştan aşağı süzdükten sonra yutkundu. Ardından yaslandığı yerden doğrularak bir kez daha gözleriyle beni taradı. Bu sefer ise bakışları yüzümde fazlasıyla oyalanmıştı. Ben de fırsattan istifade onu inceledim.

Her ne kadar üzerindeki takım elbiseyi birlikte seçmiş olsak da onu bu şekilde karşımda görmek çok daha farklı hissettiriyordu. Normalde hep günlük kıyafetler tercih eden sevgilimi ilk defa bu hâlde görünce etkilenmemem mümkün değildi.

Onun tam karşısında duraksadığımda kollarımı boynuna dolayıp kısaca sarılarak "Beklettiğim için özür dilerim sevgilim. Daha fazla vakit kaybetmeden gidelim mi?" diye sordum yanağına öpücük kondurup geri çekilmeden hemen önce.

"Gidelim."

Onun baştaki sinirli ifadesine tezat sakince konuşmasıyla duymayacağı şekilde kıkırdadım ve onun bana kapıyı açmasını bekledim. Ardından ön koltukta yerimi aldım. Saniyeler içersinde Feza da sürücü koltuğuna yerleşmiş, mezuniyet kutlamasının yapılacağı yere doğru yola koyulmuştuk.

Birlikte bağıra çağıra müzik söylediğimiz ve zaman zaman da benim ona mezuniyet hakkında sorduğum sorulardan sonra neyse ki mekâna ulaşmıştık. Tüm dördüncü sınıflar daha öncesinde okulda kep atma töreni yapmış olmasına rağmen bu seferki tamamen eğlenceye yönelik bir kutlama olacaktı.

bu öykü simsiyah ve kimsenin de keyfi yok ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin