YARALI MİNİK KUŞ

Seçimler Ve Sonuçları

Değerli oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar..
Seviliyorsunuz..
Keyifli okumalar dilerim..

------------------------------
25.09.2001 / Pazar
Şikago / USA

Benjamin, karısının cenazesinden yeni gelmişti ve çalışma odasında bekliyordu. Onları ihbar eden o adamı bulup cezasını verecekti, karısının kardeşi polisti ve bu olayı araştırıyordu. Olaya bakan polislerden bunun ihbar üzerine yapılan bir operasyon olduğunu duymuştu. Birisi onları uyuşturucu kaçakçısı diye polise ihbar etmişti, polis gelen ihbarı değerlendirmiş ve arabanın peşine düşmüştü.

O sırada tamirden yeni çıkan araba eve gelince karısı almış ve alışverişe çıkmıştı. Yolda onu durdurmaya çalışan polisleri fark edince muhtemelen paniklemişti ve feci bir kaza yapıp olay yerinde can vermişti. Genç adam karısına deli gibi aşıktı ve şu an o yanında yoktu, az önce toprağın altına kendi elleri ile koymuştu.

Birde oğlu vardı, annesine aşık olan bir oğlu vardı, ve ona annesinin öldüğünü anlatmak hiç de kolay olmamıştı. Küçük çocuk şimdi annesinin elbiseleri ile onların yatak odasında durmadan ağlıyordu. Hem kendisi hemde çocuğu için yapacaktı bunu, onları kim ihbar ettiyse onu bulacak ve hayatına son verecekti.

Çok geçmeden adamın geldiği haberi gelmişti hemen çalışma odasından çıktı ve hızla bahçedeki depoya ilerledi. Adamı iki tane adamının kolları arasında debelenirken buldu. Leonardo, gelen kişi ile yutkundu, onu buraya zorla getirmişlerdi. Bir arabanın tamiri ile uğraşıyordu, ve birden kendini burada bulmuştu.

" Benden ne istiyorsunuz, ben sıradan bir tamirciyim."

" Evet sen sıradan bir tamircisin, ve öyle kalmalıydın başkalarının işine burnunu sokmamalıydın, senin yüzünden karım öldü, sırf pezevenk şoförüm benden habersiz benim arabamı uyuşturucu taşıyıcısı yaptı diye, hiç bir şeyden haberi olmayan masum karım öldü, hepsi senin suçun. Şoför cezasını çekti, geberdi gitti, şimdi sıra sende."

Adam susunca Leonardo sertçe yutkundu ve adama üzgünce baktı. O sadece insanlık görevini yapmak istemişti, bir kadının, masum bir kadının öleceğini bilmiyordu, bunu nereden bilebilirdi ki.

" Çok üzgünüm, kaybınız için üzüldüm ama ben kötü bir şey yapmadım, karınızın bu işle ne alakası var onu bile bilmiyorum, ne olur bırakın beni gideyim, bir karım var iki oğlum var, ben olmazsam onlar yaşayamaz, size yalvarıyorum beni bırakın."

" Bundan sonra ailen için yapabileceğin hiç bir şey yok, ama sana kıyak geçerim merak etme, onlara hiç dokunmam, senden sonra rahat ederler."

" Ne olur, yapmayın benim bir suçum yok, ben kimseyi incitmek istemedim."

" Ama yaptın, deli gibi sevdiğim karımın ölümüne sebep oldun, çocuğumu annesiz bıraktın ve bunun cezasını çekeceksin."

Genç adam sözünü bitirir bitirmez ortamda bir silah sesi duyuldu ve Leonardo canının acısı ile yüzünü buruşturdu, karnının oralarda hissettiği bu acı daha önce duyduğu hiç bir şeye benzemiyordu. O daha o acıyı atlatamadan bir daha silah sesi duyuldu ve bu sefer tam kalbinin üzerinde hissetti. Gözlerinden akan yaşlarla yere düştü ve her şey bitti.

İçerideki adamlar ve Benjamin silahın nereden ateşlendiğini anlamaya çalıştılar, çünkü oradaki hiç kimse ateş etmemişti. Genç adam arkasına baktı ve elinde onun silahını tutan oğlunu gördü. Gördüğü an acı ile yutkundu ve ölen adama nefretle bakan oğluna yaklaştı. On dört yaşındaki Eric bir elinde annesinin resmi ile orada duruyordu ve ona fazlaca büyük gelen silahı da diğer elinde tutuyordu.

Annesinin ölümüne sebep olan bu adamı burada görünce hiç düşünmeden babasının tazgahta duran silahını almış ve onu vurmuştu, annesinin intikamını almıştı.