13. Bölüm

3K 239 89
                                    

Felix;

Başımın altında hissettiğim sertlik ile gözlerimi yeni bir güne daha araladım. Uyanınca kafamın altındaki sert şeyin Hyunjin'in göğsü olduğunu fark ettim. Gece birlikte uyuduğumuzu unutmuştum. Dün benimle tıpkı bir bebek gibi ilgilenmişti. Ne yalan söyliyeyim, bu hoşuma gitmişti.

Hala uyuyordu. Masumca ellerini belime sarmıştı. Bir kaç dakika hareketsizce onu izledim. Yüzüme çarpan nefesi beni mayıştırıyordu. Eğer şirkete gitmek zorunda olmasaydık tekrar uzun bir uykuya dalabilirdim. Son bir kez daha şaheser gibi olan yüzüne baktıktan sonra onu çok hafifçe dürttüm.

Uyanacağını beklediğim sırada uyku sersemliğiyle kollarını daha sıkı bir şekilde bana sarıp kafasını boynuma sabitlemişti. Yüzümde oluşan yanma hissiyle biraz daha sert bir şekilde dürttüm. Kalbim niye bu kadar hızlandı.

"Hyunjin!" Gözlerini biraz kırpıştırdıktan sonra açtı. Bana sarıldığını fark edince hemen gözleri büyüdü ve kollarını çekti.

"Ben ü-üzgünüm farkında olmadan şey etmişim işte." Panikle konuşmasına kıkırdayıp sorun olmadığını söyledim. Aramızda geçen anlamsız, uzun bir bakışmanın ardından özlerini ovuşturup oturur pozisyona geldi.

"Lanet olası şirkete neden bu kadar erken gitmek zorundayız!?" dedi hala uykulu olan sesiyle.

"Bugün Chan hyunglarla beraber gitsek şirkete olmaz mı?" diye sordum.

"Fark etmez." Başımı salladıktan sonra komidinin üstünde duran telefonu alıp Chan hyungun numarasını tuşladım. Çalmaya başlayınca çok geçmeden aramayı cevapladı.

"Alo?" Sesi sanki uykudan yeni kalkmış gibi geliyordu. Normalde çoktan üstünü bile giyinmiş olması lazımdı.

"Hyung, günaydın."

"Günaydın da neden bu kadar erken uyandın?"

"E şirkete gidiyoruz ya."

"Ah! Şapşal çocuk. Bugün anneler günü unuttun mu? O yüzden bugün tatil."

"Ciddi misin? Boşuna erkenden uyanmışım. Neyse sen uykuna dön, görüşürüz."

"Bye bye."

Telefonu kapatıp komidine geri fırlattım. Bana meraklı meraklı bakan Hyunjin'e bir açıklama yapsam iyi olur.

"Bugün anneler günü olduğu için tatilmiş. Boşuna uyanmışız."

"Ah! Siktiğimin şirketi. Nasıl geri uyuyacağım şimdi ben!?" Daha saat sabahın sekiz buçuğuydu, yani öğrenciler haricindeki insanların uyuduğu saat. İkimizde sabah uyandıktan sonra bir daha uyuyamayan insanlardık ve boşu boşuna uykumuzdan olmuştuk.

Yataktan kalkıp normal bir günde yaptıklarımı yaptım. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı etmek için buzdolabını açtım. Bugün tatil olduğu için diyeti bozacaktım tabii ki. Nasılsa kimsenin ruhu duymazdı.

En sevdiğim krepten yapmak için dolaptan malzemeleri çıkarıp tezgaha koydum. Öncelikle kaba süt ve suyu ekledikten sonra yağ ve yumurtaları da kattım. Unun yardımıyla güzel bir kıvama getirdiğim karışımı teker teker tavaya döktüm. Ocak başında, kreplerin olmasını beklerden arkamdan omzuma yaslanan bir yüz hissettim.

"Ne yapıyorsun?" diye sordu.

"Krep, bu günlük diyet yok." Kıkırdayıp bir yandan da bana yardım etmek için sofrayı hazırlıyordu. Beraber sofrayı hazır ettikten sonra oturup yemeye başladık.

Karnımızı doyurup televizyon karşısında koltukta yayılıyorduk. İkimizde televizyon izliyorduk fakat benim aklım başka yerlerdeydi.

Dance With Me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin