Oha lan 10 gündür yb atmıyor muşum
Çok üzgünüm bu aktifsizlik için
Bu sıralar inanılmaz işim var nerdeyse başımı kaşıyacak zamanım yok bu yüzden bir türlü yazamadım
Affınıza sığınıyorum ve iyi okumalar diliyorum
"Bir gol daha!" Hyunjin top kaleye attığında sinirle kaşlarımı çattım. Eşitlenmiştik. Şimdi ise final turundaydık. İkimizin puanı da aynıydı ve bu gol ikimizden birinin köle olmasını sağlayacaktı. Elimdeki oyun kolunu sıkıca kavrayıp derin bir nefes aldım. Bu oynu almalıydım, diğer türlü karizma falan kalmayacaktı. Çünkü çok iddalı konuşmuştum ve kazanmamak gibi bir seçeneğim yoktu.
"Seni kölem etmek için çok heyecanlıyım bebeğim." dedi elindeki kolu sert hamlelerle hareket ettirirken.
"Son gülen iyi güler Hyunjin bey." Tam topu benim kaleme atıcakken güçlü bir refleksle önüne geçtim. Hırsım yüzümde oluşturduğu hafif gülümsemeyle oyuna devam ettim.
Benim takımımda olan topu bir anda onun takımı kapmıştı. İşte şimdi ayvayı yemiştim. Takımı çok güzel oynuyordu ve bu kazanma ihtimalimi en aza indiriyordu.
"Anlaşılan ilk gülen her zaman gülmeye devam ediyormuş çilli." dedi pişkin bir tavırla. Eğer kaybedersem çok kötü olurdu. Çünkü inanılmaz hırs yapmıştım ve kaybedersem dalga geçilecektim. Hileyle mileyle bu oyunu kazanmak zorundaydım.
Bu kriz anında aklıma gelen ilk şeyi yaptım. Koldaki bir elimi çekip bacağına getirdim.
Bakışları anında bacağındaki elime kayan çocuk oyuna olan odağını kaybetmişti. Fakat yinede önüne dönüp toparlamıştı. Anlaşılan daha da ileri gitmeliydim.
Gözümü ekrandan ayırmadan biraz daha yanına doğru yaklaşıp elimi bacağının üstünde yaramazca hareket ettiriyordum. Bana bakmasa bile sertçe yutkunmuştu. Elimi kasıklarına doğru biraz daha yukarı çıkardım an vücudunun nasıl gerildiğini kolaylıkla hissediyordum.
Dayanamayıp bakışlarını ekrandan alıp bana çevirdi. Gergin görünsede hoşuna gittiği belliydi.
"Yaramaz bebek." Bacağının üzerindeki elimi tutup dudaklarına götürdü ve küçük öpücükler kondurdu. Ona bakarken çaktırmadan bir yandan oyunla ilgileniyordum. Hızla topu kaptığım gibi karşı takımın kalesine attım. Sesli bir şekilde sevindiğim an hemen ekrana döndü. Yenildiğini gördüğü anki hayal kırıklığını görmeliydiniz.
"Haksızlık yaptın! Kandırdın beni." dedi çocuk gibi ellerini göğsünde birleştirip.
"Kanmasaydın köle Hyunjin."
"Ah bee..." diyip cümlesine sırıtarak devam etti "Oysaki aklımda yaramaz planlar vardı." Büyüyen gözlerime yamuk bir şekilde tebessüm ederek bakan gözlere karşı bakışlarımı kaçırdım. Ardından hemen konuyu değiştirdim "Madem öyle köle, gününe bana çikolata almak için markete giderek başlayabilirsin."
"Emriniz olur lordum." Odasına girip maskesini ve beresini takıp evden çıktı. Dışarıda olabilecek her ihtimale karşı tanınmamak için takıyorduk bunları. Yoksa bazı hoş olmayacak kötü ihtimallerle karşılaşabiliriz.
Evde tek başıma canımın sıkılmaması adına bebişim Seungmin'i görüntülü aradım.
"Selam Minnie."
"Ünlü oldunuz diye artık yüzünüzü göremiyoruz Lix bey."
"Seungmin."
"Tamam tamam. Naber."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance With Me | Hyunlix
FanfictionDans okulunda öğretmeni, Lee Felix'e Seul'de düzenlenen çok ünlü bir şirketin kuracağı dans grubu için alımlara katılmasını söyler. Olacaklardan habersizce kabul eden Felix, kapısını açtığı bu büyük gelecekten haberi yoktu. Ve hayatını dansa adamış...