7. Bölüm

3.1K 273 136
                                    

Odada bulunan herkes dansını bitirdikten sonra bay Park yanındaki çalışanlarla fısıldayarak bir şeyler konuşup tekrar bize döndü. Şimdi o ölümcül elenme zamanıydı. Hayatımı değiştirebilecek an diyebilirdik. Gerçi bu aşamayı geçsem bile henüz bir aşama daha vardı. Aralarından en korkunç olanı; bir eşle beraber dans etme.

"Evet gençler. Hepinizin performansını gördük. Fakat aranızdan sadece 8 kişi bu aşamayı geçebildi. Şimdi ise o geçen kişilerin isimlerini sizlerle paylaşacağım." Tüm sesler kesilmiş, ben dahil herkes bay Park'ın ağzından çıkacak isimleri bekliyordu.

Bay Park eline geçenler listesi tarzı bir şey alıp isimleri söylemek için boğazını temizledi. Ardındansa dudaklarını aralayıp konuştu.

"Nishimura Riki." İlk isim söylendiği an adının Riki olduğunu öğrendiğim çocuk bir sevinç çığlığı attı.

"Park Jimin." Ardından bir sevinç çığlığı daha.

"Lee Minho." Mor saçlı çocuk hiçbir tepki vermemişti sadece bay Park'a başını eğip telefonuna döndü.

"Kim Jongin." Sadece 4 isim kalmıştı, artık seçilme ihtimalim yüzde beş falandı. Herhalde bu kore hayalini unutsam iyi olurdu.

"Bang Christopher Chan." Yanımda duran Chris Hyung hemen mutluluktan zıplayarak bana sarıldı.

"GEÇTİM LİX!!" Bende mutlu bir şekilde ona sarıldım. Bir yandan onun için mutlu, bir yandan da onunla birlikte olamayacağım için üzgündüm.

"Jung Hoseok." Son 2 kişi. Artık imkansızdı geçmem. Cidden bu hayalden vazgeçmeliyim artık. Ne kadar istemesemde.

"Hwang Hyunjin." Bana küçümser bir bakış attıktan sonra bay Park'a teşekkür etti. Aşağılık herif! Sırf şu aptala haddini bildirmek için bile katılabilirdim seçmelere. Keşke seçilseydim ve onun suratına bir tane koyabilseydim.

"Son bir isim kaldı. Kendisi buraya geldiğinden beri en çok ilgimi çeken kişi. Hem enerjisiyle, hemde dansıyla bana onu seçmem gerektiğini kanıtladı. Şimdi o ismi dile getiriyorum." Bay Park'ın bu kadar övdüğü o şanslı kişiyi duymak için çok heyecanlandım. Kim onun bu kadar dikkatini çekmiş olabilir ki.

"O kişi... tebrikler, sensin Lee Felix." Salondaki herkesin bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Az önce beni mi söyledi yoksa ben mi yanlış duydum.

"Efendim?" dedim şok geçiren ifademle.

"Bu aşamayı da geçtin Felix. Tebrikler." Hala aklım almakta güçlük çekiyordu

"B-bekleyin, bir yanlış anlaşılma olmalı. Benden bahsetiyorsunuz değil mi?"

"Evet dedim ya, geçtin işte." Ben şoku atlatmaya çalışırken Chan Hyung'un üstüme atlamasıyla ayıldım.

"BAŞARDIK FELİX BAŞARDIK!!!" Sarılmasına karşılık verip uzun süredir tuttuğum gözyaşlarını dökmeye başladım. "Başardık Hyung."

Kafamı kaldırdığımda Hyunji- yani bay narsistin bana tekrardan ölümcül bakışlar attığını fark ettim. Kusura bakmasın ama şu an hiçbir şey moralimi bozabilecek kadar güçlü olamaz.

"Bu saydığım kişileri ikili eş yapacağım ve ikizin eşinizle beraber kendinize özgü bir koreografi yapacaksın. Bu son aşamayı da geçince de stajyer olarak işe başlayacaksınız." Hepimiz onu dinlerken eşleri saymaya başladı.

"Riki, sen Jimin'le... Hoseok, sen Jongin'le... Minho, sen Chan'la... Felix, sende Hyunjin'le beraber ol. Siz ikiniz çok uyuşursunuz. Birde, çalışmak için buradaki pratik odalarını kullanabilirsiniz. İyi şanslar." dedi ve çıktı.

O sırada Hyunjin ile gözlerimiz anında birbirini bulmuştu. Az önce 'hiçbir şey moralimi bozabilecek kadar güçlü olamaz.' dediğimi unutun. Demek ki Hyunjin'le eş olmak varmış. Korktuğum şey başıma gelmişti, anlaşamamak.

Herkes teker teker çıkmaya başlarken Hyunjin yanıma doğru geliyordu;

"Hey! Çilli çocuk. Eğer biz eş olduysak şartlarım var." Niye herkes bana çilli diye hitap ediyor! Benim bir adım var.

"Neymiş o şartların?"

"Her konuda benim sözümü dinleyeceksin. Her şey ben nasıl diyorsam öyle olacak." Hadi canım, paşama bak sen! Sanki ben dedim gel eşim ol diye. Süs köpeği miyim ben? Ya da almında enayi falan mı yazıyor.

"Anlamadım? Niyeymiş o."

"Çünkü mecburen senle birlikte olacağım. Her şeyin mükemmel olması için kontrolün bende olması lazım." Histerik bir gülüş atıp gözlerimi onunkilere diktim.

"Ben senin kölen veya öyle bir şey değilim. İkimizde aynı seviyedeyiz. Ne sen benden üstünsün, ne de ben senden. Bu yüzden ortak karar alarak halledeceğiz bu işi." Göz devirdikten sonra birden cebimden telefonumu aldı ve açıp bir şeyler yaptı.

"Ne yaptığını sanıyorsun?!" dedim telefonu almaya çalışırken.

"Telefon numaranı alıyorum. Nasılsa MECBUREN konuşmak zorunda kalacağız." dedi bastıra bastıra.

"Kibarca isteyebilirdin. Ama senin gibi dağ ayıları nerden bilsin kibarlığı." Telefonumla işini bitirip bana geri verdi.

"Görüşürüz çilli çocuk."

Devam Edecek...

Çilli felix ağağa

Bayılırım

Yedinci bölümdeyiz ama ben hala bunları stajyer bile yapamadım

Herhalde bu fic 40 bölümde fln biter

Neyse aklımda mükemmel momentlar var hehehe

Öptüm sizi

Ama dudağınızdan

~Daisy

Dance With Me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin