17. Bölüm

2.8K 250 369
                                    

No one:
Okuyucular: sonunda daisy yaşamına dair bir belirti verdi

Önceki bölümdeki övgülerinizden dolayı götüm kalktığı için medyaya kendi çektiğim bir fotoğrafı daha koydum heheh

Some koç burcu ego problems

(Burcumu da belirtmesem olmazdı)

Not: Felix'in kısmına kadar bölümü 'Another love' ile dinlemenizi tavsiye ederim.

Öptüm hadi iyi okumalar

Hyunjin;

Felix dolu gözleriyle beraber odamın kapısını çarparak gittiğinde içimde derin bir boşluk oluştuğunu hissettim. Ben ona ne yaptım, bunu nasıl yaptım, bunu nasıl yapabildim. Onun gibi masum bir insana nasıl yaptım bunu. Ben nasıl ona dokunabildim. Ben ne hakla ona zarar verebilirim. Pişmanlık beynimi ele geçirerek beni bu sorularla boğuyordu.

Kontrolü kaybetmiştim. O kişi asla ben değildim.

Bir daha onun yüzüne nasıl bakabileceğim hiçbir fikrim yoktu. Ben nasıl böyle canavara dönüşebildim bilmiyorum. Oysaki evde kimin kaldığı umrumda bile değildi. İsterse eve eskort bile soksa umrumda olmazdı. Sevgilisi olması mıydı beni delirten. Bu seni ne ilgilendirir ki Hyunjin. Kimsin sen.

Yatağa oturup kara kara düşünmeye başladım. Kendimi nasıl affettirebilirdim, veya beni affeder miydi. Doğruyu söylemek gerekirse ben olsam bir daha benim yüzüme bakmazdım. Tek korktuğum onunda aynı düşüncede olmasıydı.

Acaba küçük canını çok mu yaktım?

Zor da olsa titreyen bacaklarımı görmezden gelerek ayağa kalktım. Onu yalnız bırakırsam daha kötü olurdu. Bu yüzden önce çekmecemden birkaç malzeme alıp odamdan çıkıp onun kapısının önüne geldim. Girmeden önce biraz içeriyi dinledim. İçeriden gelen tek şey hıçkırık sesleriydi. O an sol tarafıma bir hançer saplanmış gibi hissettim. Çok utanıyorum kendimden.

Nazikçe kapıyı tıklattım. Bir anda hıçkırık sesleri kesilmişti. Gelmemi istemeyeceğini adım gibi biliyordum, ama onu dinlemeyecektim tabii ki.

"Siktir git Hyunjin!" dedi titreyen sesiyle. Ne kadar küfür ederse etsin, umrumda değildi. Tek isteğim üzülmemesiydi. Kapının kulpunu yavaşça indirip kapıyı araladım. Sırtını yatağın başlığına yaslamış, dizlerini kendine çekmişti. Uzun süredir ağladığını belli eden sulu ve kızarık gözleri çok kısa bir süre bana bakıp geri çekildi.

İçeri girdim ve kapıyı kapattım. Sonra yavaş adımlarla yanına yaklaştım. O ise asla yüzüme bakmıyordu, bu beni korkutan şeydi. Yatağa, onun karşısına bağdaş kurup otururdum. Karşısında olmama rağmen bana bir kere bile olsa bakmıyordu.

"Canın çok yanıyor mu?" diye sordum. Fakat o hala ben yokmuşum gibi davranıyordu. Bakışlarımı üzerime çekmek için çenesini tutup kafasını kendime doğru çevirdim. Gözleri tekrar dolmuştu. Tanrım, bu çocuk beni delirtecek.

Dudağı için yanımda getirdiğim bir kaç şeyi yatağa koydum. Aralarından kremin kapağını açıp çok küçük bir miktar parmağıma sıktım. Ardından dudağında ki yara olan yere nazikçe sürdüm. Yanlışlıkla biraz bastırmıştım. O yüzden ağzından küçük bir inleme çıkmıştı.

"Çok acıdı mı?" dedim endişeyle. O ise sessiz kalmıştı.

Bir şey diyemediğim için işime devam ettim. Krem sürme tamamlanınca getirdiğim yara bandını açtım. Sonra çok dikkatlı bir şekilde dudağına yapıştırdım.

Dance With Me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin