35. Bölüm

1.6K 197 240
                                    

Aşkımsular beğeniler çok düştü ve benim moralimde >:(

Ulan 100 den fazla kişi okuyo ama bi zahmet edip oy veremiyosunuz

Çok kırıldım şuan

O kadar emek veriyorum bölümlere ama oyları böyle görünce tüm yazma isteğim kaçıyo

İnş okuyupta beğenmeyenlerin teli kırılır

(Yazım yanlışı varsa yazın pls)

Polis sesleri gittikçe yaklaşırken kendime bir tokat atıp kendime getirdim. Bu suçu işlememiz olabilirdim ama gören birisinin böyle düşünceğini hiç sanmıyorum. Ayrıca bir kanıtım da yoktu. Bu yüzden mecburen topukluyacaktım.

Geldiğim yerden çıkamazdım çünkü polisler normal olarak oradan geleceklerdi. Ne yapacağım... düşün Felix, düşün. Çalıştır artık şu beynini. Hızlı düşünmeliyim. Vaktim daralıyor. Bekle, ah hayır bunu yapamam. Ne diyorum ben! Yapmaktan başka çarem mi var sanki.

Kanıt olarak kalmasın diye bıçağı belime koyup koşarak yandaki önü açık olan odaya ilerledim. Evet, atlayacağım. Zaten ikinci kattı, yani çok yüksek olmaz- derken aşağı bakınca ne kadar yüksek olduğunu anladım. Fakat dediğim gibi, çarem yoktu. Kolum bacağım kırılacaksa bile mecburum.

"Tanrım, lütfen bir yerim kırılmasın." diye duamı da ettikten sonra bunun son duamın olmaması umuduyla kendimi boşluğa bıraktım. Götümün üstüne düşmemle istemsizce ağzımdan bir inilti kaçmıştı. Ardından birinin duymaması için koşabildiğim en hızlı şekilde koşarak uzaklaştım.

Hemen bir ağacın arkasına girip polislerin binaya girişini seyrettim. Sonra sırtımı ağaca yaslayarak derin bir nefes verdim. Şu son yarım saat boyunca yaşadıklarım çok saçma ve akıl almazdı. Nerden bilebilirdim ki beni öldürmeye çalışan kişi kendisini öldürüp sanki benim yapmışım gibi göstermeye çalışacağını. Neyseki bir şekilde bundan da sıyrılmıştım. Ya o sırada şoka girip kaçmadan o şekilde başında bekleseydim. Şu an beni nezarathaneye almış olurlardı bile.

Alnımdaki terleri silip ilerideki arabaya doğru hızlı adımlarla ulaştım. Hiç vakit kaybetmeden geldiğim yerden geri sürmeye başladım.

...

Zile basılı tutup kapının çapılmasını bekledim. O sırada kapının desenlerini incelerken birden hışımla açılmasıyla dikkatim dağıldı.

"Nerdeydin ya se-" Ellerimdeki kanları görünce durakladı.

"F-Felix bu da ne?!" dedi titreyen sesiyle.

"Her şeyi anlatacağım sevgilim. Lütfen bana zaman tanı." dedikten sonra ayakkabılarımı çıkarıp hemen banyoya girdim. Elimdeki kanları bolca sabunla ovarak çıkardıktan sonra odama geçtim. Hyunjin de peşimden gelip bir açıklama yapmamı bekliyordu.

"Felix ne yaptın sen! O kan da neyin nesiydi?! Bu saate kadar nerdeydin sen!!" dedi giderek sesini yükselterek.

"Ben kötü bir şey yapmadım. Lütfen... lütfen anlatırken bana kızma." diyip onu yatağıma oturttuktan sonra kendim de oturdum. Derin bir nefes alıp gelen mesajı, orada yaşananları, her şeyi baştan sona anlattım.

"Nasıl yani, bir dakika. Aklım almıyor dediklerini. Sen bana hiçbir şey söylemeden o kızın attığı yere gidiyorsun, sonra kız kendini bıçaklıyor ve polislerden kaçıyorsun. Benimle dalga mı geçiyorsun Felix?!" dedi. O anda gözlerim dolmaya başlamıştı. Yaşadıklarım ağır şeyler değilmiş gibi birde üstüme geliyordu.

"Niye böyle bir yalan söyliyeyim Hyunjin. Biliyorum, anlaması zor ama birde benim açımdan düşün. Bildiğin kızı kendini bıçaklarken gördüm." diyince yaşlar gözlerimi terk etmeye başladılar. O görüntüler gözümün önünden gitmiyordu. Böyle bir şeyi atlatmak kolay mı sanıyordu. O an aklımı kaybetmemek için zor tuttum kendimi.

Dance With Me | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin