Medyadaki şarkıyı dinleyerek okuyun aşkımsular bb
Bu gerçek hayat mı? Yoksa sadece bir hikeye mi?
Tüm hayatı bu iki cümleye bağlı olan iki gençtik biz...
Hayatım sanki bir film şeritiymişcesine kayıp gidiyordu gözlerimin önünden. Sanki benim onun hareket etmeyen bedeninin başınca ağlayışlarım ve ambulansın gelmesiyle hastaneye gitmemiz bir saniyede gerçekleşmiş olan şeyler gibiydi. Ya da ben aklımı kaybediyordum.
Saatlerdir baktığım tek noktadan gözlerimi ayırıp önümdeki kocaman bir şekilde yazılmış 'Ameliyathane' yazısına baktım. İstemeden gözümden düşen damlaları elimin tersiyle silip burun çektim.
"Felix, ağlama lütfen. O iyi olacak." Chan hyungun dediği şeyle çaresizce suratına baktım.
"Hyunjin de öyle demişti annem yoğun bakımdayken." dedim ve tekrardan dolan gözlerimle devam ettim "Ama annem öldü." Chan hyung da aynı zamanda dolu gözleriyle beni göğsüne bastırdı.
"Onu da kaybetmek istemiyorum hyung." dedim suratımı onun göğsüne gömdüğüm için çıkan boğuk sesimle. Titreyerek inip kalkan göğsüyle onunda ağladığını anladım. Birkaç dakika birbirimize sarılarak ağladık.
Kafamı kaldırıp karşımızdaki bekleme koltuğunda kafasını Minho'nun omzuna koymuş bir şekilde ağlayan Jisung'a baktım. Aynı zamanda da Minho ona destek vermek için kolunu ona atmıştı. Kısacası dördümüz de çökmüş bir şekildeydik.
Bizler dışında yanımızda iki koruma ve Hyunjin'in iki arkadaşı daha vardı. Bir yerden tanıdık geliyorlardı. Birisi daha genç görünen ve tilkiye benzeyen bir tipi vardı, diğeri ise ondan kısa ama daha büyük duran biriydi. İkiside stresle saatlerdir ayakta volta atıyorlardı.
Belki ağlamamı durdurur diye telefonumu çıkarıp biraz göz gezdirmeye başladım. Girer girmez karşıma çıkan haber daha çok ağlamama sebep olmuştu. 'Dance Racha üyesi Hyunjin stüdyoda silahlı saldırıdan yaralandı!!'
Biraz daha aşağı kaydırıp diğer haber başlıklarına baktım.
'JYP'nin genç idolü Hwang Hyunjin nedenini bilinmeyen bir şekilde vuruldu!'
'Yetenekli idol Hyunjin silahla intihar etti!'
'Dance Racha'dan Hyunjin'in durumu ağır!'
Sinirle telefonu yere fırlattım. Ellerimi saçlarıma geçirip çekiştirmeye başladım. Nasıl olur da bu kadar ukala bir şekilde haber yapabilirdiler! Daha konu hakkımda hiçbir fikirleri olmadan ilgi çekmek için saçma sapan şeyler yazıyorlardı. Hyunjin iyi. O iyi olacak.
"Felix, sakin ol." dedi Chan hyung. Yere fırlattığım telefonumu alıp köşeye bir yere koydu. Vücudum deli gibi titriyordu ve ellerimle kulaklarımı kapatıyordum. Kimseyi duymak istemiyorum, onun dışında.
"B-ben tuvalete gideceğim." dedim ve hyungun yanından kalktım. Koridorun sağındaki 'Wc' yazan yere girdim. Midem deli gibi bulanıyordu. Belki de bulanmıyordu. Sadece kusmak istiyordum. Hızla kabinlerden birine girip dizlerim üstüne çöküp tuvalete kusmaya başladım. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum. O an hayatımda hiç kusmadığım kadar kusmuştum.
Titreyerek tutunduğum tuvaletten destek alarak zorlukla ayağı kalktım. Sifona basıp. Kabinden çıktım. Bir anda gözlerim kararmıştı ve düşecek gibi olmuştum ama birden kendimi güçlü kolların arasında buldum.
Göz kararmam geçince başımı kaldırıp beni ayakta tutan kişiye baktım. Bu Hyunjin'in arkadaşıydı. Büyük olan. Üstüne yaslandığım adamdan geri çekildim ve ayakta durabilmek adına duvara tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dance With Me | Hyunlix
FanfictionDans okulunda öğretmeni, Lee Felix'e Seul'de düzenlenen çok ünlü bir şirketin kuracağı dans grubu için alımlara katılmasını söyler. Olacaklardan habersizce kabul eden Felix, kapısını açtığı bu büyük gelecekten haberi yoktu. Ve hayatını dansa adamış...