6- Kara Bulutlar

858 54 15
                                    

Her bitiş bir başlangıç, derlerdi ya hani! Vesselam öyleydi de, her bitişin bir başlangıcı vardı. Kimine iyi bir başlangıç, kimine kötü bir başlangıç. Ama bir başlangıç vardı!

Her cümlenin sonundaki noktadan sonra, büyük harf ile başka bir cümleye başlandığı gibi, her bitiş saydığımız, yeni bir balşangıçtı..

...

Mirza arabasını valeye verdikten sonra, yüzündeki gülümsemeyi silmeden şirkete giriş yaptı. Çalışanlar Mirza'yı gülerken görmenin verdiği şokunu yaşarken, kadınlar gözlerini de doyurmuyor değildi.

Asansöre binip odasının bulunduğu kata çıktı, çıktığı gibide asistanı Selin karşıladı kendisini. Mirza, aniden karşısında Selin'i görünce irkildi. Baş parmağını ön dişlerinin altına koyarak yukarıya kaldırdığı sıdara, Selin'e bakarak konuştu;

- Selin! Ne yapıyorsun Allah aşkına?

Selin, korkutmuş olmanın mahcubiyetini yaşarken, tedirginlik dolu ses tonu ile hızlı hızlı konuştu;

- Özür dilerim Mirza bey, korkutmak değildi niyetim. Fakat Yalçın bey burnundan soluyor, dakikada bir sizi soruyor gelmedi mi diye?

Mirza, hemen çeketinin iç cebinde bulunan telefonunu çıkarıp baktı, herhangi bir arama yoktu. Kaşları çatılmış vaziyette bakışlarını Selin'e çevirerek sordu;

- Neden? Bir şey mi oldu? Beni de aramamış..

Selin, bilmiyorum dercesine omuzlarını kaldırdı ve cevapladı;

- Bilmiyorum Mirza bey, bana herhangi bir bilgi verilmedi. Sadece, geldiğinizde toplantı odasına geçmenizi söylemem istendi. Rüstem bey, Yalçın bey, Yunus bey ve Kerem bey sizi bekliyor.

Mirza kafasını salladı, yönünü toplantı odasına doğru çevirdi ve ilerlemeye başladı. Hızlı adımlarla odaya ulaştı ve kapıyı açtığı anda bir poyraz esintisi hissetti.

Babasının, abilerinin hatta Kerem'in bile yüzünden düşen bin parçaydı.

Kapının açılmasıyla Rüstem bey, bakışlarını küçük oğluna çevirdi ve yanındaki sandalyeyi işaret etti. Mirza, babasının yönlendirmesi ile hemen sandalyedeki yerini aldı ve Rüstem bey hiç beklemeden konuya girdi;

- Yunus, kara gözlü oğlum benim, şimdi bize anlattığın her şeyi bir bir kardeşine de anlat. Anlat ki birliğimiz, dirliğimiz, beraberliğimiz her zaman diri kalsın.

Ne olursa olsun birbirinizden hiç bir şey saklamayın, üzmekten, kırmaktan hatta yıkmaktan bile korkmayın ki, kardeşliğinizden olmayın.

Mirza, endişe dolu gözlerle karşısında oturan abisine çevirdi bakışlarını. Gördüğü manzara ciğerini söküp almıştı sanki.

Abisi ağlıyordu!
Yunus abisi ağlıyordu!
Şaka mı bu?
Yunus abisi hiç ağlamazdı ki, o hep gürler, güldürürdü!

Panikle sandalyesinde kalktı Mirza, abisinin sandalyesinin önünde dizleri üzerine çöktü. Ellerini tuttu ve bir bir öptü abisinin ellerini.

Bir hıçkırık koptu Yunus'un boğazından, Mirza daha çok korktu.

Etrafına baktı herkes bir yere dağılmıştı. Rüstem bey, gözyaşlarını saklamak adına cama yönelmişti. Kerem kafasını masadan kaldırmıyor, Yalçın ise bir noktaya odaklanmış gözünü dahi kırpmıyordu.

Mirza, korku içinde titreyen sesi ile ellerini sıkı sıkıya tuttuğu abisine dolu gözlerle sordu;

- Abimm.. Kurban olduğum, ne oldu anlat hadi.

Vanilya Kokusu (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin