Yaptıklarından ve söylediklerinden sorumluydu insanoğlu.. Ödeyeceği bedeller, çekeceği çileler olurdu.
Yaptığı iyilikler, mükafat olarak dönerdi insanoğluna.. Yaptığı kötülükler ise, imtihan olarak yazılırdı alnına..
Herkes, bir bedel öderdi! Kimi mükafat olurdu, kimi imtihan!
Ama! Hiç bir bedel, ödenecek kalmazdı!
...
Saraçoğlu konağında, uykusuzluk son demlerine ulaşmıştı. Herkesi saran tedirginlik ve korku, hamile olduğundandır ki, en fazla Dilek'te nüksetmişti.
Zor bela gözlerini açıkta tutan Dilek, korktuğu için olan kasılmalarından dolayı, korkuları daha da artmış durumdaydı.
Gelininin haline üzülen Rüstem bey, Yalçın'a bakarak konuştu;
- Yalçın, oğlum hadi al karını götür odanıza uyusun biraz. Perişan oldu kızım, iki canlıdır o iyi bakmamız lazım.
Yalçın, babasını başı ile onaylayıp karısınıdı aldı ve odaya çıktılar. Dilek, korkularının ve hormonlarının vermiş olduğu duygusallıkla ağlamaya başladı.
Karısının haline içi ezilen Yalçın, kolları arasına aldı karısını. Rahatlatmak adına bir eli belini sıvazlarken, bir eli de yüzüne düşen yaşlarını siliyordu.
Sinirleri boşalmıştı resmen kadının, hamileydi üstelik. Sıkıntı, sinir, stresten uzak durmalıydı. Hele ki, Yalçın'ın dayanamadığı şeylerden biri de, karısının ağlamasıydı.
Daha fazla dayanamadı Yalçın ve kollarında sardığı karısını, daha bir sıkı sararak konuştu;
- Ağlama kurban olayım Çavreşamın, dayanamıyorum!
Dilek, bir süre ağlayıp rahatlamıştı. Kızarmış gözlerini kocasına çevirip konuştu.
- Korkuyorum Yalçın.. Bir daha aynı şeyleri yaşamaktan, Evin'e ya da Mirza'ya bir şey olmasından korkuyorum. Ailemize zarar gelmesinden korkuyorum.
Yalçın, karısının yüzünü elleri arasına aldı, yaşların dökülmüş olduğu yanaklarını bir bir öptü ve karısını ferahlatmak adına konuştu;
- Korkma güzel Çavreşamın, izin vermeyeceğim bir şey olmasına. Sen sadece bebeğimizi düşün, sizin sağlığınız çok daha önemli.
Hem benim için, hem de o avlu da kara kara düşünen insanlar için. Ki, ben Yusuf'u biraz olsun tanıyorsam şayet, içtiği antlar baş kaldırdı.
Bu da Mirza'nın gün yüzüne çıkması demektir, bunu da bizden iyi kimse bilemez.
Dilek, kafasını salladı sadece. Çünkü o da biliyordu ki, Mirza gün yüzüne çıkıyorsa şayet, sonu hayır değildir.
Bir süre daha kocasının kolları arasında duran Dilek, daha fazla dayanamamış ve huzursuz uykuya teslim etmişti kendisini.
...
Evin, boşluğa dalmış, yanında bulunan insanların sessizliği de bunu onaylar şekildeydi.
Mirza ise, tamamen sessizliğe bürünmüş, o kadar konuşmalar geçmiş, hiç birin de sessizliğini bozmamıştı ki Evin, dahil bütün Saraçoğlu fertleri bunun ne demek olduğunu biliyordu.
Birden ayaklandı Mirza, herkesin gözü kendisine dönmüş Evin, haricin de kimse ne olduğunu soramamıştı.
Mirza, ayağa kalktığı gibi Evin, korku ile ayaklandı ve elleri Mirza'nın kolunu sıkı sıkıya sararken sordu sorusunu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vanilya Kokusu (Tamamlandı)
Ficción GeneralBen geldim ana.! Bu sefer tek gelmedim ama, gelinini getirdim sana, vanilya kokulu kadınımı.! Ben bilmem seni, anlatılan kadarsın bende, resimler de gördüğüm kadarsın gözlerim de.! Ama öyle büyüktür ki içimdeki sevdan, bir o kadar da büyüktür içimde...