22.Bölüm/Hoşgeldin Umut Ali

5.6K 300 30
                                    


.
.
Gözlerimi yavaşça aralıyorum zorlansamda bunu başarıyorum.Gözlerimi etrafta gezdirdikten sonra fark ediyordum burası Gizemgilin eviydi ve sanırım buraya nasıl geldiğimi de hatırlıyordum.Orada mezarlıktaydık ben Uğur'un kucağında ağlıyordum en son.Başımı kaldırıp Uğur'a bakıyorum.Sanki bana çaresizce kabul ettim der gibi bakıyordu.Sonra bir an düşünme fırsatı buluyorum Konya'ya gidişim Kerim sandığım selimin gelişi gerçekleri öğrenmem ve tekrar buraya gelişim..
Doğru ya mezarlık..Kerim sahiden ölmüştü değil mi ? Gözlerim doluyor tekrar ama tutuyorum bu sefer,Uğur'dan çekindiğimden değil Gizemin önünde ağlamak istemiyorum nedense.Ne tuhaf..Ne tuhaftır ki eskiden çok yakın olan iki kişinin şimdi birbirinin yüzüne bile bakacak cesareti olmaması..
Uğur'a dönüyorum hemen"Annem"diyorum.Merak etmiştir yazık anneme ne çok üzülmüştür. Uğur içime su serpercesine cevap veriyor"Haberleri var aradım"diyor.
Ellerimi başıma götürüyorum.Eyvah.Eşarbım yok ? 'Can buralarda mı acaba beni böyle görmemeli' diyorum içimden hemen kapüşonumu kafama çekiyorum."Burada değiller.Selim ve ikizlerle dışarı çıktılar markete gittiler." Diyor gizem.Yanıma gelip sarılıyor bana ellerimi kaldırıp sarılmak istesemde yapamıyorum.Bana hiçbirsey söylemeyişi,bunca şeyi benden saklamasının verdiği acı kavuruyor içimi."Özür dilerim"diyor"Özür dilerim..ben sadece korktum seni kaybetmekten korktum Umut Ali'nin teyzesiz kalmasından korktum.Lütfen beni affet Emine nolur beni affet"diyor.Gözyaşları omzuma düşüyor geri çekildiğinde cevap veremeyeceğimi bildiğimden zorlamıyor beni ama sanki içimi okuyor."Çay koymuştum getireyim içince rahatlarsın belki"deyip kalkıyor yanımızdan.Uğur bana doğru bakıp hafif tebessüm ederek"Affedeceksin değil mi ?" Diyor.Ben cevap vermeyince de "Böyle olacağını bilemezdi tamam suçlu ama onun senden başka kimsesi yok ve kız hamile " diyor gözlerimin içine bakarak.Destek vermeye çalışıyor bunu başarıyor da hafifçe omzuma omzuyla vuruyor.O kadar olaydan sonra ilk defa gülüyordum taki birkaç saniye sonra gelen o müthiş gürültüyle kesilene kadar.Sanırım o ses mutfaktan gelmişti.
Kalbim bir anda hızlıca çarpmaya başlıyor "Gizemm ! " diye bağırarak fırlıyorum ayağa. Mutfağa girdiğimde gizem boylu boyunca yerde yatıyordu.Aman Allah'ım Gizem ne oldu sana böyle ? "Gizem iyi misin gizem ?? " diyorum çaresizce başında.Nefes nefese cevap veriyordu zorlanarak."Üst raftan tabak almak için tabureye çıktım dengemi kaybedince de düştüm..Ahhhhh !!!!" acıdan mıydı bu bağırış ? " Uğur !! Uğur buraya gel gizemin başını tut ve sakın uyumasın ben ambulansı arayacağım." Ben telefonu ararken Uğur'da Gizemin başını tutuyordu "Abla !!" Nerede bu telefon ? "Abla!!" hah buldum. "Ablaa !!!" Diye bağırmıştı bu sefer. Aynı şekilde bağırarak bende ona karşılık verdim."İşim var Uğur Görmüyor musun ?" "Abla o ne ? " diyor ve başını hemen o noktadan başka tarafa çeviriyor. Bu..bu.. Bu kan.
Gizem ağlayarak"Emine bebeğim..Ahhh" diyor. Bense şok olmuştum hareket dahi edemiyordum.Uğurun birkaç defa daha bağırmasıyla hemen Gizemgilin odasına gidip bebek çantasını ve Arabanın anahtarını aldım mutfağa Koşarak giderek"Uğur koş karşı komşunun ziline bas yardım etsin gizemi arabaya götürelim " dedim "Abla ambulans ? " dedi şaşırmış şekilde bende aynı soğukkanlılıkla "Dediğimi yap vakit yok.Geç kalabiliriz." dememle uğurun kapıdan çıkması bir oldu.Gizemin yanına biraz daha yaklaşıp "Sakin ol sakin ol..Şimdi seni hastaneye götüreceğiz"deyip saçını okşuyordum. Uğurların gelmesiyle Gizemi kaldırıp aşağı arabanın yanına geldik yavaşça arka koltuğa yatırmıştık.Tam şoför koltuğuna oturacakken"Abla ben kullanırım" diye seslendi Uğur."Ehliyetin yok bişeyin yok yolda çevirme olursa bir de seninle uğraşmayalım bin hadi" deyip arabaya binmiştik ama atladığım bir konu vardı.Başımda sadece kapüşon vardı eşarbı aceleden yukarıda unutmuştum ama vakit yoktu kapüşonumu düzeltip Uğur'a Can'ı aramasını söyledikten sonra arabayı çalıştırdım.
Yaklaşık 20 dakika sonra hastanedeydik aceleyle gizemi içeri almışlardı."Gizem ?!! Gizem ?!! " diye bağırarak can geliyordu arkasında ikizler ve Selim de vardı."Nerede ne oldu ? Daha doğuma vardı ne oldu?" Diye ardı arkası kesilmeyen sorular sormaya başlamışlardı.Olanları anlattıktan sonra Can'ın gözünden birkaç damla yaş düştüğünü görmüştüm.Korkuyordu.Bebek için korkuyordu..ama daha ziyade Gizem için korkuyordu ve bu korku bizede git gide daha fazla yayılıyordu.Yaklaşık yarım saat olmuştu içeri girip çıkan hemşirenin haddi hesabı yoktu ama hiçbiri tek kelime dahi etmiyordu.
-"Yeter artık biri bize açıklama yapabilir mi ? " diye bağırmaya başladığımda gözümden o sinir ve korkuyla yaşlar boşalmaya başlamıştı."Sakin ol gel böyle otur"diyen bir ses beni kolumdan tutarak kendine çekmeye başlamıştı.Evet bu Selim di.Yüzüne baktığımda birkaç saniyeliğine gözlerime gözlerini kilitlemişti.Bu anlık duraksamadan sonra hızlıca çektim kolumu."Bırak ablamın kolunu" diyerek sinirle gelen Uğur'a dönüp"Sırası değil"demem yetmişti,yoksa daha kötüsü olabilirdi.Şuan kimse böyle birşey olmasını istemezdi değil mi ?
-"Gizem Hanım'ın yakınlarısınız değil mi ?" Diyerek doktor gelmişti yanımıza,hepimiz ayağa kalkıp"evet" demiştik.Can hemen "nasıl durumu iyi mi peki ya bebek ? " demeye başlamıştı ama doktor lafını bitirmesine izin vermeden tekrar konuşmaya başlamıştı "Bakın hem anneyi hemde fetüsün sağlığı için o doğumu bir an önce yapmak zorundayız, biz durum acil olduğu için sezeryan doğumunu tercih ettik ama Gizem hanımı ne kadar ikna etmeye çalıştıysam da olmadı kendisi normal doğum istiyor."
-"Delirmiş bu kız sırasımı şimdi bunu düşünmenin?"diyorum.Doktor "Emine hanım siz misiniz" diyor.Başımı sallıyorum hafifçe"Doğumda sizi yanında istiyor"diyor.Ne kadar yanında Olmayı istesem de Can'a bakıyorum önce oda "Hadi karım seni bekliyor"diye uyarısını yapınca koşarak giriyorum içeri..
45 Dakika Sonra..
Yaklaşık bir saatin sonunda yanlarına gidiyorum.Kapı açılır açılmaz hepsi birden ayağa Kalkıyor,ağzımdan dökülecek kelimeleri merak ediyorlar.Gülümseyerek cevap veriyorum"Merak etmeyin ikisi de çok iyiler" deyince can bu sefer Sevinçten ağlamaya başlıyor.Onun bu halini görünce dayanamayıp bende ağlamaya başlıyordum..
Gizemi odaya almışlardı ikizler ablasının yanına gitmişlerdi biz ise bebeği bekliyorduk onu alıp annesinin yanına götürmek istiyorduk..Kapının açılmasıyla başımızı çevirmiştik evet bu bebekti.Bizim bebeğimizdi.
Hemşire bebeği babasının kucağına vermek istediğinde"ben tutamam ki ben korkarım nasıl tutayım ? emine ? " diye sahiden korkarak bana bakıyordu."Korkma o senin oğlun"deyip güldüm biraz.En sonunda hemşirenin yardımıyla onu kucağına aldığında ağzından şu birkaç cümleyi duymuştum..
" Hoşgeldin oğlum..Hoşgeldin Umudum..Hoşgeldin Umut Ali'm..Baban hep senin yanında olacak bundan sonra.."
..40 Gün Sonra..
-"Hadi bakalım Umut beeyy şimdi uyuma vakti..Evdeki abiler ablalar çok yordu seni"diyerek beşiğine yatırıyordum Uğur'u.Bugün bebeğimizin 40.günü olduğu için ev biraz kalabalıktı.Annesi içeride gelenleri oyalarken bende fırsattan istifade Umut'u onlardan kaçırıp uyutup beşiğine yatırmıştım.Ne yalan söyleyeyim bende yorulmuştum en iyisi biraz balkona çıkıp hava almak en azından orada beni rahatsız eden olmazdı.
Balkonun demirlerine kollarımı yakalayıp uzaklara dalmıştım..bir söz vardı "Eğer dışarı çıktığında bir noktaya bakıp dalıyorsan artık çok geçtir ama eğer gökyüzüne bakıyorsan hala umut vardır" aklıma geliyor bir anda bu söz. Bu aralar toparlamıştım kendimi biraz iyiydim ama her fırsatta düşünüyordum..olanları.
Yanıma yavaşça biri gelip aynı benim gibi kollarını demirlere yaslamıştı.Tahmin etmek zor değildi aslında Selim di bu.Her fırsatta benimle konuşmaya çalışıyordu.Ya ben kaçıyordum ya da Uğur engel oluyordu, ama Uğur artık burada olmadığına Konya'ya gittiğine göre rahatça yanıma gelebilirdi aynı zamanda içeride misafir olduğu için kaçacak yerim de yoktu.Ne yalan söyleyeyim akıllıca bi davranıştı bu,hem artık konuşmak gerekiyordu daha fazla gerçeklerden kaçamazdım.
-Konuşalım mı biraz? " geç bile kaldı bu soruyu sormak için
-Olur"diyorum sadece şaşırıyor ilk başta ama fazla gecikmeden Söze giriyor
-Herşey için tekrar tekrar özür dilerim.İnan bana köpekler gibi pişmanım ama..ama ben yapamadım yani evet ilk başta böyle birşeye karşı çıktım ama sonradan bu yalana ortak olmamın sebebi sana aşık olmam seni sevmemdi.Emine eğer beni affeder de bana bi şans verirsen belki .." Konuşurken devamlı gözlerime bakıyordu.İnadına mı yapıyordu yoksa cidden bilmiyor mu ? Ama imkansız Abidin onda mutlaka biliyordur.Ben kimsenin Gözlerine öyle uzun uzun bakamam ki..Konuşmasına devam etmesine izin veremezdim daha fazla..nereye gideceği belliydi bu konuşmanın..
-"Bak evet sana kızgınım ama sana olduğu kadar bana bu oyunu reva gören Kerim e de kızgınım.Ben o adamı çok sevdim kabul ama artık o yok ve istesek de gelemez artık. Yani demem o ki sen onun kardeşisin.Elalem ne der ? Hadi onu da geçtim olmayız biz.Olamayız."deyip arkamı dönmüştüm.Hem onun hemde benim Gözlerim dolmuştu.Yüzümü ona tekrar dönmeden birkaç cümle daha döküldü ağzımdan.."Abidini de bana getirirsen sevinirim.Onun sende kalmasının bi anlamı yok.."dedim ve hızlı adımlarla uzaklaştım oradan..
..Selim'in ağzından...
Yeniden arkasını dönmüştü bana tekrar mı kaybediyordum onu yani? Evet dolmuştu gözlerim dayanamamıştım işte ne yapayım ?Ama neden gitmiyor ? Neden durdu ? "Abidini de bana getirirsen sevinirim.Onun artık senden kalmasının bir anlamı yok.." Deyip hızlı adımlarla uzaklaştı benden.Engel olamadım bu sefer kendime , gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı eğer engel olmasam kendime tutmasam kendimi hıçkırıklara da karışırdı gözyaşlarım.Kızların ağlayan erkekleri hoş bulduğunu onun yanında olmak istediklerini duymuştum..Benim ona ihtiyacım vardı..peki o neredeydi ? Böyle oluyormuş demek biri ağlayacak kadar seviliyormuş.İnanmazdım. Ama kız haklı biz olmazdık,olamazdık..
Gökyüzüne bakarak bir kaç kelime dökülüyor ağzımdan"Olmayız tabi doğru ya..Çünkü sen kardeşime aşıksın..bende sana.."
.
.
Yazardan soru : Selim gibi sevdiniz mi hiç ? Ağladınız mı ? Umutsuz bir aşk mıydı ? Hıçkırıklarınız gözyaşlarınıza karıştı mı ?

ZEVAHİR - #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin