Pekala Tayfun'un kullandığı bir arabada Kutay'ın ön koltukta ona su ikram etmesi dünya tersine dönse kıyamet alameti senaryosunda pekala mümkün olabilirdi.
Ancak şuan tam olarak oradaydılar!Tayfun ensesinden ter akarak arka koltukta oturan Uygar ve kız arkadaşına bakışlar atıyor yanındaki lacivert gözlüyü tersçe süzüyordu. Sudan uzun yudumlar çekmiş,ensesindeki teri arabayı sildiği bezle silip geçmişti.
"Aşkınızın...ızdırabını...sikiim."
Kutay ters bir laf demek yerine omuz silkmiş ve pencereden uzattığı sigaralı elini savurmuştu. Bir gecenin ardından Tayfun alttan girmiş üstten çıkmış bir şekilde mevzuyu aydınlığa kavuşturmuştu. Üstelik o gece oraya ziyarete gelen kızın beyanları da süreci hızlandırmış ve bahanesi olmuştu.
İnsan zaten üstlenmediği bir suçtan aklanınca sevinir miydi ? Olabiliyordu. Zira Kutay bu sefer kendinden ziyade Uygar'ın da başını yakacağından endişeliydi. Kendisi olsa kaderine razı gelip kendini çürümeye bile mahkum edebilirdi ama işin içine Bambi'nin göz yaşları girince renkler değişiyordu bir hayli.Ertesi günün sabahında Uygar'ın ailesi bu sürece daha fazla dayanamamış ve okul birliğinin yolunu tutmuştu. Uygar'ın onları affetmeyeceği ve eskisi gibi can ciğer olmayacağı aşikardı lakin yine de yüz çevirmekten geri durup en azından oğullarının eğitim hayatı ve psikolojisi için bir şeyler denemişlerdi.
Böylece altın çocuk Uygar boş kağıt verdiği tüm sınavlara müdürün odasında tekrar alınmış,suçu da örtbas edilmişti.
Başladıkları noktaya döndüklerinde durum komedi filminden bir kesiti andırıyordu. Burada en son birbirlerini kanlı bıçaklı dövüp "bir daha kavga ederseniz okuldan atılırsınız" tehditi ile karşılaşan Tayfun ile Kutay kapının önünde dikilmiş,tek ortak paydalarının sınavları vermesini bekliyordu."Bak sen biraz malsın ama."dedi Tayfun burun çekip. "Uygar'ı zedeleyecek hiç bir şey yapmadım. O zaten bana o gözle baktığını belli bile etmedi,aramızda yani kafaya takıp kuduracağın bir şey hiç olmadı anlıyon mu ?"
"Tayfun."
"Olum bak. Benim arkadaşımla arama giriyorsun,susuyorum. Anla işte. Sen nasıl moron bir tipsen ve A ,B'den anlamıyorsan o da duygusal hislerden anlamıyo. Bunun önüne verecen test kitabını,tiyatro repliklerini mal mal felsefe kitaplarını anca öyle. En ufak etkileşim alınca işte arkadaşlığı da öyle yoruyor..."
"Hakkını helal et."dedi Kutay sertçe. "Anana çok sövdüğüm için yani yoksa dövmekten pişman değilim,son bir tur daha atalım dersen de Bambi duymadan tuvalette güreşebiliriz."
"Aklın fikrin dövüşte ya da sikişte."diye mırıldandı Tayfun yüz ekşitip. "Sen bana söz ver,bir daha konuşup halledilecek mevzularda yarrak kürrek efkarla kişilik sancılarını ona yansıtmayacaksın."
"Sana da bir kez borçlandık vaaz veriyorsun alim gibi amık."diye fısıldadı Kutay yorgunca. "Ben bir şey yapacağım ama bu hayatta kabul etmez,oyala bunu. Ana babasının yanına taşınmasın. Sende de kalmasın."
"Kutay,açıklama yaptık ya sikik misin sen?"dedi Tayfun. "Benim evim onun evidir,ailesi siktiri çekti sırf psikolojisi bozulup suça kaymasın diye yalandan sahip çıkıyorlar. Dostuma göt dönecek olsam adım Tayfun değil Kutay olurdu."
"Dayak atamayınca bana laf sokarak mı tatmin oluyosun siksiz?"
"Bilader,senin sarhoş ve şiddet yanlısı babanla mı kalacaksınız. Ne olsun istiyorsun seni de mi bizim eve besleme alayım?"diye mırıldandı Tayfun dudak büzüp. "Yan odada kankamı şey ederken...töbeler töbesi."
"He amına koyayım peçete tutturucam sana."diye fısıldadı Kutay. "Sınavları bitmeden beni ara,benim yarım kalmış bir işim var."
"Kaan mevzu mu ?"
"İkisi de."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Perde
Romance"Hiç sevilmemişsin,sevdiğin ise meçhul!"diye gürledi ceylan gözleriyle. Sevmek ve sevilmek nedir özenle ince ince öğreteceğini bilmeden...