Babalar günü özel bölüm yayında.
Bu bölümde bütün bölümümlerime yorum yapan biricik okuyucum issizkullanici gelsin.
Yorumlarda buluşalım.🧡
****
Genç adam yine yeniden yüzündeki gıdıklanma hissiyle uyandı. Dudaklarını birbirine bastırıp gülümsemesini engelledi.
Minik faresini birazcık kızdırmaktan zarar gelmezdi.Küçük kız kıvırcık saçlarıyla babasını uyandıramayacağını anlayınca bundan vazgeçti.Minicik parmağını babasının göz kapaklarında, burnunda,çillerinde gezdirmeye başladı.Berk kızının minik parmağını tutup ısırmamak için kendini zor tutuyordu.Biraz sonra kulağına tam da beklediği gibi mızmızlanma sesleri gelmeye başlamıştı.
Yüzündeki hareketliliğin kesilmesiyle genç adam uyandığını fark ettirmeden tek gözünü açarak kızına
baktı.Küçük kız minik kollarını gövdesinde
bağlamış söylenmekle meşguldü." Cango bile karnını doyurup ikinci uykusuna geçti.Bense hâlâ açım.Hayır
daha 4 yaşındayım ben.Bu şekilde nasıl büyüyeceğim ki ?"Berk'in duyduklarıyla birlikte dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. Bu evin altın kurallarından birisi sofraya
hep beraber oturmaktı.Berk annesi ve babasıyla aynı sofrada yemek yediğini pek hatırlamazdı.O sofrada muhakkak birisi eksik olurdu.Bu hissi kızının da yaşamasını istemiyordu. Kuralı Berk koymuştu.Sağolsun küçük kızı da şimdiye kadar bu kuralı hiç çiğnememişti.Yani bu minik canavarın yemek yemesi için kendisinin uyanıp o sofraya oturması
gerekiyordu.Minik kız son bir kez denemek için babasına yaklaştı.Ama babasının bir anda gözlerini açmasıyla ne yapacağını şaşırdı.
"Hiii"
Küçük kız hızla emekleyerek yataktan
kaçmak üzereyken babasının ayağından yakalamasıyla kendini babasına doğru sürüklenirken buldu.
Berk kızını kendine doğru çevirdi.Berk:
"Nereye gidiyorsunuz küçük hanım?Öyle uyandırıp kaçmak var mı yaa ?"Genç adam kızını gıdıklamaya,kızının karnına burnunu sürtüp,minik ellerini ve kollarını ısırmaya başladı.Prensesinin attığı küçük çığlıklara ve tatlı tatlı yalvarmasına karşı gülümsedi.
"B-Baba lütfen dur. Ö-özür dilerim gerçekten."
Berk hareketlerini durdurdu ve kızına
baktı.Masal,Aybike'nin bir kopyasıydı adeta.Kıvırcık saçları,bembeyaz teni,ela gözleri,hatta yanağındaki gamzesi bile.Bir tek saçlarının rengini
kendisinden almıştı.Berk'i daldığı yerden kurtaran minik faresinin karnından gelen gurultular
oldu.Masal hissettiği utançla kafasını
yastığa gömerken Berk kıkırdayıp ayağa kalktı. Kollarını kızının dizlerinin altından geçirip kucağına aldı. Kızının saçlarına bir öpücük kondurdu.Berk:
" Gidip bu minik canavarın karnını doyuralım bakalım."Genç adam kızını sandalyesine oturtup çayları dolduran karısın yanına adımladı.Eşinin saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp yanağına uzun ve kokulu bir öpücük kondurdu.
Berk :
" Günaydın benim güzeller güzeli karım."Aybike işini bitirip çaydanlığı yerine bıraktı. Sol tarafındaki eşine dönüp alnına düşmüş dağınık saçlarını düzeltirken tebessüm edip konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden Hep Yalnız? /Ayber
Kısa HikayeAybike'nin yaşadığı haksızlıklara ithafen başlayan hayali bölümlerle devam eden birkaç partlık hikâyeler