Dark Moon Sürüsü (boyxboy)

Bölüm 16 - This Was Not Supposed To Happen!

Bölüm 16 - This Was Not Supposed To Happen!

Diesel'in Bakış Açısı

Harika bir akşam yemeğinden sonra oturma odasına geri döndük. Yemekler benim Kitten'ımın yaptığı kadar iyi değildi ama yine de iyiydi. Bence onun yemeğini yedikten bir hafta boyunca hiçbir yemek gerçekten onunla kıyaslanmamalıydı. Babam ve annem, onun ne kadar sevimli olduğu konusunda çoktan düşünce bağlantılarında kıkırdamaya başlamışlardı. Annemden daha çok ses çıkıyordu ama babamın da Skyler'ı sevdiğini biliyordum.

Sallanan koltuğa oturdum ve onu kucağıma aldım. Umarım oturduğu yerde geçen seferki gibi kıpırdanmaz ve uyuyan uykudan beni uyandırmazdı. Oda da bu kadar insan varken ve özellikle annemin yanında heyecanlanmayı hiç istemiyordum.

Birlikte sadece arkamıza yaslanıp, diğerlerinin konuşup gülmesini izlerken rahatladık. Bütün hafta, ailemin rica ve tehditleri ile Skyler'ın gelmesini sağlamaya çalışmıştım. Neyse ki sonunda onu buraya getirmiştim ve çok rahat ve mutlu görünüyordu.

Tripp aniden ayağa kalktı ve odadan dışarı koştu. Skye bana şaşkın şaşkın baktı ama omuz silktim. Bu çocuk günler geçtikçe daha da tuhaflaşıyordu. Skye başını boynuma gömdü ve kollarını gövdeme sardı. Başını hafifçe öptüm ve saçlarına gülümsedim.

Kafamı kaldırdığımda annemle babamın gözlerinde yaşlarla bizi izlediğini gördüm. Onlara göz kırptım ve onlar kıkırdayıp başlarını salladılar. Sandalyeyi sallamaya ve yatıştırıcı bir şekilde eşimin sırtını okşamaya devam ettim. Kucağımdaki vücudunun ağırlığını seviyordum.

Kardeşim gitarımla odaya koştu. Doğrudan bize doğru geldi ve gitarı Skye'ın eline tutuşturdu. Tripp yerde Zero'nun yanına geri oturdu ve başını onun büyük tüylü vücuduna yasladı. Gitardan melodi yükselmeye başlamayınca gözlerini açtı.

"Hadi Benny! Geçen gün gitar çaldığını duydum ve gerçekten çok iyisin. Bizim için bir şeyler çal." Cesaret verici bir şekilde gülümsedi.

"Urn, bilmiyorum, Tripp. Pek iyi değilim." Yalan söyledi, onu gizlice dinlediğim gün harika olduğunu duymuştum.

Tripp homurdandı. "Yalan söylemek günahtır Benny. Çalabileceğini biliyorum, devam et. Eğer gülen olursa onları döverim. Merak etme, sadece çalmaya başla."

İçini çekti ve gitarı uygun şekilde ayarladı. O bana baktı ve ben de gülümsedim. Skyler solaktı, bu yüzden onun gitarı benimkinin tersi şekilde çalmasını izlemek oldukça havalıydı.

Well I know there's a reason And I know there's a rhyme We were meant to be together That's why..

We can roll with the punches We can stroll hand in hand And when I say it's forever You understand

That you're always in my heart, You're always on my mind

But when it all becomes too much, You're never far behind

And there's no one that comes close to you Could ever take your place Cause only you can love me this way

Sesi güzeldi. Sözcüklerin sonunda bir aksanı olduğunu anlayabilirdiniz. Herkes şaşkınlıkla gülümsedi. Gözleri kapalı ve müzikle sallanmaya başlamıştı. Daha öncesinde nasıl iyi olmadığını söylediğini anlayamıyordum. Gitar çalmada ve şarkı söylemede benden çok daha iyi olduğu açıktı.

I could have turned a different corner I could have gone another place Then I'd of never had this feeling That I feel today, yeah...

And you're always in my heart, Always on my mind When it all becomes too much, You're never far behind And there's no one that comes close to you