Dark Moon Sürüsü (boyxboy)

Bölüm 26 - Love, Love

Bölüm 26 - Love, Love

Kennan'ın Bakış Açısı

Çığlıklar havayı delip irkilmeme neden oldu. Hızlıca gözlerimi kırpıştırdım ve Tripp'in Jedidiah'ın yanına koştuğunu görmek için tam zamanında ona baktım ama Tripp Jedidiah'a dokunmadı. Küçük alnından terler boşalırken yatağın etrafında kıvranıyordu. Skyler hıçkıra hıçkıra ağlarken, Diesel saçlarını çekiştiriyordu ve ben koltuktaki yerimden kıpırdayamadım. 2 gün önce buraya geldiklerinden beri bu bir rutin halini almıştı.

Jedidiah henüz uyanmamıştı ve bu hepimizi etkiliyordu. Tek yaptığı, sessizliğe gömülmeden önce Diesel, Skyler veya Tripp'in adıyla bağırmak ve haykırmaktı. İlk olduğunda Diesel onu yakalamıştı ve bu işleri daha da kötüleştirdi. Çığlıklar daha da yükseldi ve şiddetli bir şekilde kollarını ve bacaklarını savurmaya başladı. Doktor bize ona dokunmamamızı söylemişti çünkü bu işleri daha da kötüleştirebilirdi. Oda bir kez daha sessizliğe gömülmeden önce çığlıklar yavaş yavaş iniltilere dönüştü.

Tripp içini çekerek kanepeye geri döndü ve yanıma oturdu. Diesel titreyen bir Skyler'ı getirdikleri ekstra yatağa taşımasını ve onu göğsüne sıkıştırmasını izledim. Vücudum Tripp'in göğsüne çekildi ve o yüzünü boynuma gömerken ben de kolumu beline attım. Gözyaşları çıplak tenime çarptı ve vücudunun hafifçe titrediğini hissettim. İç çektim ve beni sıkıca sıkarken yavaşça sırtını ovdum.

"Sorun yok Tripp." Kulağına hafifçe fısıldadım ve kısa süre sonra tutuşu gevşedi ve nefesi düzeldi. Uyuduğunu bildiğim için gözlerimi kapatıp okula gitmeden önce birkaç saat uyumaya çalıştım.

"Kennan, uyan." Omzumu sallarken kaba bir ses kulağıma fısıldadı.

"Uyanığım." İnledim ve Tripp'in yorgun, depresif yüzüne baktım.

"Okul bir saatten az bir sürede başlıyor. Hazırlanmamız gerekiyor." Sessizce dedi ve otururken başımı salladım.

Diesel ve Skyler hala uyuduğu için klinik odasından sessizce çıktık. Elimi Tripp'in elinin içine kaydırdım ve yorgun bir gülümsemeyle bana bakmasını sağladım. Beni daha da yakınına çekip dudaklarını alnıma bastırarak beni merdivenlerden yukarı daireye götürmeden önce öptü. Tripp beni koridora çekerken mutfakta olan annemle babam umutla baktıklarında başımı salladım.

Tripp onlara burada kalmalarını emretmişti. Saldırıdan korkan annem için hiçbir sorunu yoktu ve babam onunla tartışmaması gerektiğini biliyordu. Manny, sürü evinde yaşayan çocuklar ve tüm çocuklar yüzünden bunun havalı olduğunu düşünüyordu. Hâlâ her gün Jedidiah'ı istiyordu ve ona hâlâ iyi hissetmediğini söylediğimizde yüzündeki kalbi kırık ifadeden nefret ediyordum.

Hızlıca duşa girmeden önce dişlerimizi fırçaladık, tuvaleti kullandı ve kıyafetlerimizi çıkardık. Sıcak su kısa sürede aşağı döküldü ve bizi ıslattı. Tripp ve ben sessizce birbirimizi çabucak yıkadık. Artık konuştuğunu neredeyse duymadığım için endişeyle ona baktım. Yalnızca kesinlikle gerekli olduğunda veya doğrudan kendisiyle konuşulduğunda konuşuyordu. Çoğunlukla başını sallıyor veya omuz silkiyordu. Yavaşça boynundan öptüm ve dudaklarını benimkilere çarpmadan önce bana güldü.

Şaşkınlıkla geri tökezleyerek duvara çarptım. Gözümü kırpmadan önce hızla içime gömüldü ve zevkten inlememe neden oldu. sonra yavaşça çıkıp geri girdi. Bacaklarım beline dolandı ve onu daha da yakına çekerek daha derine inmesini sağladım. Hızla bana vurmaya başladığında inledim.

Kahretsin, bunu sonsuzluk gibi görünen bir süre boyunca yapmamıştık! Dudakları izimin üzerinde kaydığında başımı geriye atıp inledim. Başını saçlarından tutup sertçe öptüm. Dilim dudaklarını itti ve hızla onunkine dolandı. Bana girdi ve tekrar tekrar prostatıma çarptığında ağzına inledim.