Dark Moon Sürüsü (boyxboy)

Bölüm 9 - Friends Or Foes?

Bölüm 9 - Friends Or Foes?

Tripp'in Bakış Açısı

"TRIPP Amca!" Ben kapıdan girer girmez Jedidiah çığlık attı.

"Merhaba Jed!" O üzerime atladığında kıkırdadım ve yere çömeldim.

"Müzeye mi gidiyoruz?" Kocaman gözlerle ve surat asarak sordu.

"Evet müzeye gidiyoruz. Hazır mısınız?" Salona girerken sordum.

Hızla başını salladı ve kanepenin yanındaki küçük çantasını işaret etti. "Babam bana atıştırmalıklar ve meyve suları hazırladı."

"Harika. Tamam Jed, Amy'nin geleceğini biliyorsun ama başka biri daha gelecek. Yeni bir arkadaşım var, kafeden Kennan'ı hatırlıyor musun?" diye sordum ve gülümseyerek başını salladı. "Eh, onun da üç yaşında küçük bir erkek kardeşi var Manny. Arkadaş olabilmeniz için bizimle gelecek. İyi ve arkadaş canlısı olmanızı istiyorum. Tony ile yaptığınız gibi onu ısırmak yok."

"Tony kabaydı ve onu ısırdım çünkü bunu hak etti!" Bağırdı ve kollarını kabvuşturdu.

Gülüp kafamı salladım. "Yığından bir pastel boya aldı, yanlış bir şey yapmadı. Asıl mesele bu değil, ısırmak yok tamam mı?"

"Tamam, artık gidebilir miyiz?" Dedi ve çantasını alırken pantolonumu çekiştirdi.

"Evet gidebiliriz, babana ayrıldığımızı söylememe izin ver." Dedim ve o sızlanırken mutfağa girdim.

"Merhaba Trip!" Benny ocaktan ayrılmadan dedi.

"Hey Benny, şimdi Jed ile çıkıyoruz." Başını sallarken yanağından öptüm.

"İyi eğlenceler! Dışarı çıktığınızda çişini tutmadığından emin olun. Tuvaleti kullanması gerekip gerekmediğini sormalısınız." Gülerek uyardı.

Başımı salladım ve iç çektim. "Tamam, müzeyi gezmeleri birkaç saat sürer çok geç kalmayacağız. Uyumazsa belki onu öğle yemeğine de götürürüm."

"Tamam iyi şanslar." Ben gözlerimi devirirken sırıttı ve ocağa döndü.

Oturma odasına geri dönerken Jedidiah'ın elini tuttum ve kamyona yöneldim. Bu onunla ilk gezmeğe gidişim değildi, o yüzden çoktan bir bebek koltuğum vardı. Onu bağladım ve geçen yıl onun için aldığım tabletini eline verdim. Hemen oyunlara girdi ve Jake and the Neverland Pirates oyununu oynamaya başladı. Sürücü koltuğuna oturmadan önce kapıyı kapattım ve çocuk emniyeti açısından kitledim.

Araba yolundan geri çekilip Kennan'ın evine doğru yola çıktım. Dün garip davrandığı için gergindim. Gerçekten sadece başını sallayıp, homurdanarak veya omuz silkerek cevap vermişti. Kafedeki olaylar yüzünden olduğunu biliyordum. Onu öpmek için yakınlaşmam ve sonra çalışma seansımıza randevu demesi onu korkutmuş olmalıydı. Umarım müzede geçireceğimiz dinlendirici bir gün gergin havayı dağıtacaktı.

Araba yoluna girerken, Marty'yle birlikte öğle yemeği için kafeye gittiğimizde gördüğpüm kamyonu gördüm. Kaşlarımı çattım çünkü babasının bir Volvo'su olduğunu ve annesinin bir Mazda'sı olduğunu biliyordum, ikisi de garaj yolundaydı. Jed'i yakalamadan önce kamyonun arkasında durdum ve dışarı çıktım. Küçük basamakları çıkarken el ele tutuşup kapıyı çaldık. Benim yaşımda bir çocuk kapıyı açtığında kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

"Sen Tripp olmalısın, değil mi?" Gülümseyerek sordu.

Başımı salladım ve gülümsedim. "Evet, müze için Kennan ve Manny'yi almaya geldim."