Sonsöz - Monsters
Diesel'in Bakış Açısı
Son klasörü kapatıp ayağa kalktım. Kaslarımı gerdikten sonra dolabıma doğru yürüdüm ve tüm klasörleri dosyaladım. Sonunda, tüm sürü mali durumlarını ve sürü üyelerinden gelen talepleri bitirdim.
Bazıları büyüyen aileleri için evler inşa etmek, bazıları ise seyahat etmek için zaman ayırmak istiyordu. Alfa olabilirdim ama bu onların hayatlarını yöneteceğim ve burada kalmalarını sağlayacağım anlamına gelmezdi.
Ofis telefonum çaldığında neredeyse kapıya yaklaşıyordum. İnleyerek masama geri döndüm ve oturdum. Özgürlüğe bir o kadar yakın ama bir o kadar da uzak olmak. İç çekip telefonu açtım.
"Merhaba?" dedim.
"Hey koca adam! N'aber?" Derin bir sesin bağırdığını duydum.
Gözlerimi devirdim ama yüzümde büyüyen gülümsemeye engel olamadım. "Cameron, bu ne sürpriz. Senin için ne yapabilirim?"
"Hiçbir şey, sadece ofisimde oturmaktan sıkıldım. Ya sen?" Sesi masumdu ama onun başka bir şey olmadığını biliyordum.
"Bu sefer ne yaptın? Bana yine Christian'la planların olduğunu unuttuğunu söyleme?!" hızlıca sordum.
Dramatik bir şekilde iç çekti. "NE?! Tabii ki unutmadım Diesel. Onunla bir randevum olduğunu unutmadım zaten. Sadece rezervasyon yaptırmayı unutmuşum."
Son cümleyi söylerken yüzünü buruşturduğunu pratik olarak görebiliyordum. Yüzümü avuç içine aldım ve gözlerimi devirdim. Cameron hayatımda tanıdığım en büyük ve en güçlü orospu çocuğuydu. Ama konu kişisel şeyler olduğunda adamın korkunç bir hafızası vardı. Eşi Christian söz konusu olduğunda büyük bir oyuncak ayıya döner ve bunu kendi yolunu bulmak için çokça kullanırdı.
"Sorun yok ahbap. Adın ve biraz bahşiş iş görecektir." Masamdan lastik bir topu yuvarlarken söyledim.
Iç çekti. "Sorun bu değil. Sorun Christian'ın restoranı erkenden arayıp benim rezervasyon yapmadığımı öğrenmesi. Bir hafta seks yok dedi. BİR HAFTA! Eşim olmadan bir hafta geçiremem!"
Genç bir kız gibi nutuk atmasını ve çıldırmasını dinledim. Gözlerimi devirerek iç çektim ve dinlerken yerime yerleştim. On dakika sonra telefonun diğer ucundan bağırışlar duydum. Cameron tekrar bağırdı ve telefonu kapatmadan önce hızlıca bir veda etti.
Kafamı sallamadan önce orada kafam karıştı. Ofisimden çıkarken doğruca ön kapıya yöneldim. Eve gidip dinlenmek istiyordum. Uzun bir evrak iş gününden sonra ihtiyacım olan şey buydu. Bu ve eşimin seksi küçük vücudu.
Hızla eve gittikten sonra arabamdan inip eve girdim. Kapıyı açtığımda rahatlama menüden çıkmıştı. Evin her yerinde çığlıklar ve havlamalar duyuluyordu. Çantamı bıraktım ve ceketimi elbise askısına fırlattım. Derin bir nefes alarak yüksek bir ıslık çaldım ve oda sessizleşti.
Herkesin kafası çabucak bana döndü. Kaşımı kaldırdım ve bu evde yaşayan beş küçük canavarın arasına baktım. Önce biri hareket etti ve hızla bacaklarıma yapışıp onları sıkıca sardı. Kıçımı öpmenin onları kurtardığını düşünüyorlarsa kesinlikle yanılıyorlardı.
Onu kaldırıp kahverengi saçlarını öptüm. "Grayson, baban nerede?"
"Çal papa!" Parmağı ile arka kapıyı gösterdi. Onu yere bıraktım ve o küçük bacaklarının üzerinde ikiz kardeşine geri gitti.
Grayson Matthews ve Grace Matthews, istedikleri zaman dünyanın en tatlı bebekleri olabilirdi. Onlar biyolojik olarak Skyler'ın çocuklarıydı ve yaklaşık 6 ay önce 1 yaşına girmişlerdi. Grace surat asabileceğini öğrendiğinde sürünün tüm adamları dizlerinin üstüne çökmüştü. Grayson tıpkı babası gibi, yabancıların yanında sessiz ama küçük kız kardeşine karşı çok korumacıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Moon Sürüsü (boyxboy)
WerewolfSkyler Bennett, geçmişinin musallat olduğu genç bir adamdır. Yirmi bir yaşında, yalnız biri ve bundan hoşlanıyor. On üç yaşındayken genç Skyler'a SAD (Sosyal Anksiyete Bozukluğu) teşhisi kondu. Diğer insanlarla nasıl baş edeceğini bilemediği için uy...