Bölüm 19 - You're Little!
Skyler'ın Bakış Açısı
Diesel odadan çıkarken gözlerim onu takip etti. Bu adam, kendini Benjamin diye tanıtmıştı, yanımdaki kanepede oturuyordu. Yüzünde kocaman aptal bir sırıtışla bana bakıyordu. Ellerim titremeye ve terlemeye başladım.
Gözlerini hareket ettirmeden titreyen ellerimi nazikçe tuttu. "Korkma Küçük. Sana zarar vermeyeceğim. Ve ben bir kurt adam değilim, senin gibi sıradan, yaşlı bir insanım."
Ellerimi tuttukça ter ve titreme kayboldu. Bana sıcak bir şekilde gülümsedi ve ellerimi bıraktıktan sonra arkasına yaslandı. Sakinleşmemi ve oturmamı işaret etti. Yavaşça arkama yaslandım ve vücudumun gevşediğini hissediyordum.
"Bir rahatsızlığınız var. Nedir? TSSB mi yoksa SAD mı?" Açıkça sordu. (TSSB- Tranva sonrası strs bozukluğu, SAD- Sosyal Anksiyete Bozukluğu)
hafifçe kızardım. "Um, SAD'ım var ve birkaç yıldır devam ediyor. Nereden bildin?"
Omuz silkti. "Beş yıl önce TSSB teşhisi kondu. Birkaç bozukluğun belirtilerini biliyorum."
"TSSB'niz mi vardı? Yine de normal görünüyorsunuz." Hızla ağzımdan çıkan sözlerle kıpkırmızı kesildim.
Benjamin kahkahayı patlattı. "Pekala, sen de çok normal görünüyorsun Küçük. Sadece biraz gergin ve yorgun görünüyorsun. TSSB'm vardı çünkü Deniz Piyadeleri'nde beş yıl boyunca hizmet verdim."
Bu yüzden bu kadar kaslı ve iriydi. Aiden gördüğüm en büyük insan olsa da Benjamin de ondan çok küçük sayılmazdı. Diesel ile hemen hemen aynı boydaydı. Bu da beni lanet olası bir cüce yapıyordu. Oğulları çoktan benim boyuma yakındı ve ben onlardan on yaş kadar büyüktüm.
"Benim adım Skyler. Bana Küçük deyip duruyorsun ve kendimi tanıtmadığımı fark ettim." küçük bir gülümsemeyle söyledim.
Sırıttı ve omuz silkti. "Tamam Küçük, senin adın Skyler ama ben sana Küçük diyeceğim."
Ona gözlerimi kıstım. "Adımı şimdi biliyorsan neden bana Küçük diyorsun?"
Gözlerini kocaman açtı. "Sen Küçüksün! O yüzden sana öyle diyeceğim. Senin yaşında bu kadar küçük birini daha önce görmemiştim. Çok şirin."
Kırmızı yüzüme kocaman gülümsedi. Yemin ederim Diesel ile tanışmasaydım bu gülümseme ile eriyip giderdim. Yüzümün soğumasını beklerken odaya baktım. Oğlanların siyah beyaz fotoraflarının asılı olduğu bir duvar vardı. Piyanoya baktım ve Benjamin fark etti.
"Piyano çalıyor musun Küçük?" kalkıp yanına gitti.
Başımı salladım ama görmedi. "Hayır çalamam. Gitar çalıp şarkı söylüyorum ama piyano çalmayı bilmiyorum."
"Pekala, gel. Birlikte küçük bir konser yapabiliriz." Bana el salladı ve yanındaki yere vurdu.
O gülümseyip rastgele tuşlara basarken dikkatli bir şekilde yanına geçtim. Minik ayak sesleri duydum ve döndüğümde bütün çocukların kanepeye koşup zıpladıklarını gördüm. Hepsi gülümsüyor ve babalarını izlemeden önce bana el sallıyorlardı.
"Tamam o zaman, ben çalacağım ve sen Küçük söyleyeceksin. A Thousand Miles şarkısını biliyor musun?" Göz ucuyla bana bakarken sordu.
Başımı sallaıdm ve gülümsedim. Cidden bu şarkıyı kim bilmiyordu ki?! Şimdiye kadarki en komik filmdeki en iyi şarkıydı. Çalmaya başaladı ve başladığı küçük dansına gülmeden edemedim. Başını ve omuzlarını sallıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Moon Sürüsü (boyxboy)
Manusia SerigalaSkyler Bennett, geçmişinin musallat olduğu genç bir adamdır. Yirmi bir yaşında, yalnız biri ve bundan hoşlanıyor. On üç yaşındayken genç Skyler'a SAD (Sosyal Anksiyete Bozukluğu) teşhisi kondu. Diğer insanlarla nasıl baş edeceğini bilemediği için uy...