Bölüm 4 - First Day
Kennan'ın Bakış Açısı
İçini çektim ve diş fırçam için tezgahın etrafından elimi dolaştırdım. Tuttuğumda parmaklarımın kılların üzerinde gezinmesine izin verdim. Çok eşsiz hissettiriyorlardı ama artık onları göremiyordum. Başımı salladım ve diş macununu aradım ve bulduğumda fırçama biraz sıktım. Macunu ıslatmak için diş fırçasını açık musluğun altına çabucak batırdım ve dişlerimi fırçalamaya başladım. Bunu neden yaptığımı sormayın çünkü bilmiyordum.
"Hermano! Ben de fırçalayabilir miyim?" Küçük yumruğu şortumu çekmeden önce Manny'nin ince sesini duydum. Diş macununu tükürüp ağzımı çalkaladım.
"Evet yapabilirsin. Diş fırçan var mı?" Yumuşak buklelerini okşayarak sordum.
"Hayır, odamda!" sızlandı ve ben güldüm.
"Peki, diş fırçası olmadan nasıl dişlerini fırçalayabilirsin? Git getir onu!" Dedim ve küçük ayak sesleri odamdan hızla uzaklaştı.
Ailem bana ebeveyn yatak odasını vermenin iyi bir fikir olacağını düşünmüştü. Kendi banyou olduğpundan rahgat edeceğimi düşünmüşlerdi. Daha önce olduğu gibi Manny ile aynı banyoyu paylaşsaydım hiçbir şey bulamazdım çünkü o eşyaların yerini çok fazla değiştiriyordu. Artık göremediğime göre, bulabilmem için her şeyin eski yerine konması gerekiyordu.
Yüzümü yıkadım ve tuvalete giden yolu hissettim. Ellerim onun kenarını kavradı, böylece nereye nişan alacağımı biliyordum. Lanet bir kız gibi oturup işemeyi reddediyordum. Sadece sıçmam gerektiğinde otururdum ve bu genellikle yemekten sonra olurdu. Ellerimi yıkayıp sifonu çekmeden önce kaçırmış olabilirim diye biraz tuvalet kağıdı alıp tuvaleti sildim. Aynada kendimi kontrol etmek için otomatik olarak yukarı baktım ve tek gördüğüm kahrolası gri duman olduğunda inledim.
"Hermano, diş fırçamı aldım!" Manny odaya geri koşarken mutlu bir şekilde dedi.
"Manny, diş macununu unuttun!" Annem salon için bağırdı.
"OOPS!" Banyodan çıkmadan önce kıkırdadı.
Gülümseyip yavaş yavaş odama girdim. Burada sadece 2 gündür yaşadığımız için her şey hala yeniydi. Dolabıma doğru ilerlerken elim duvara dayandı. Annem, sabırlı ruhunu korusun, giysilerimi renklerine göre ayırmama yardım etmişti. Hepsi farklı bölümdeydiler ve her renk braille ile yazılmış bir ayırıcıya sahipti. Kırmızıyı hissettim ve birkaç denemeden sonra onu buldum. Rastgele kırmızı bir tişörtü aldım ve kot bölümüme bakmak için arkamı dönmeden önce onu başıma geçirdim.
Parmaklarım braille üzerinde yavaşça gezinirken koyu mavi skinny jeanimi çıkardım. Ayağımı kaldırıp kotumu giydim, sonra rastgele ayakkabılar aldım. Ayakkabılar konusunda bir endişem yoktu çünkü sadece siyah ve gri spor ayakkabılarım, beyaz konverslerim ve siyah botlarım vardı. Yani bunlardan herhangi biri bile giysem iyi görünürdü.
"Kennan, acele etmeliyiz yoksa geç kalacaksın!" Annem aşağıdan bağırdı.
"Geliyorum anne, sadece ayakkabılarımı giymem gerek!" Geri bağırdım ve hızlıca giyinmek için yürüdüm, ve birkaç çorap çıkardım.
Ayakkabılarımı binmeden önce yatakta oturup onları çekiştirdim, hangi renk oldukları hakkında hiçbir fikrim yoktu ama her neyse. Onların benim siyah botlarım olmadığını biliyordum, bu yüzden umurumda değildi. Eğildim ve masamın etrafında sırt çantamı aradım ve odamdan çıkmadan önce onu omzuma attım. Yavaşça koridordan merdivenlere doğru yürüdüm. Tam ben ilk adımı atacakken Manny kahvaltıda krep diye cıyaklayarak yanımdan geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Moon Sürüsü (boyxboy)
WerewolfSkyler Bennett, geçmişinin musallat olduğu genç bir adamdır. Yirmi bir yaşında, yalnız biri ve bundan hoşlanıyor. On üç yaşındayken genç Skyler'a SAD (Sosyal Anksiyete Bozukluğu) teşhisi kondu. Diğer insanlarla nasıl baş edeceğini bilemediği için uy...