Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şimdi dikdörtgen bir masanın etrafında toplanmış, yedi kişi olmuştuk. Bir de Adil Bey vardı, fakat o başımızda dikilmeyi tercih etmişti. Dakikalardır etrafta bir sessizlik hâkimdi. Kimseden çıt çıkmıyordu, herkes birbirine kaçamak bakışlar atıyordu.
Biraz sonra, nihayet Adil bey konuşmaya başladı.
"Bir ekip olmak için, önce tanışmalısınız bence çocuklar" demişti babacan bir tavırla.
Kimseden yeniden ses çıkmadığında, bende susmuştum. Zaten benim kim olduğumu, en ince ayrıntısına kadar araştırmış olmalılardı, ne diyebilirdim ki.
Nezaket avukat nezaket!
Diyen iç sesime karşın, göz devirdim, kafamda ne tilkiler dönüyordu ben bile bilmiyordum. Biraz sonra adının Barlas olduğunu, önceden öğrendiğim adam ayaklandı ve bana elini uzatmıştı. Bende nezaketen ayağa kalkmış ve elini sıkmak için uzatmıştım elimi.
"Ben Barlas Erdem."
Derken elimi nazikçe sıkan adama gülümsemiştim.
Ardından onun yan sandalyesindeki adam ayaklanmıştı. Kahve, hafif kıvırcık ve önüne düşmüş saçları ve saçlarıyla orantılı gözleri ile parlıyordu. Gülümsedi içtenlikle ve elini uzattı.
"Çağan Özdemir."
Demişti gülümsemeyle.
Ardından sarışın, oldukça enerji dolu, mavi gözleri parlayan kadın ayaklandı. Heyecanla elini uzattı ve gülümsedi.
"Alin Kandemir, memnun oldum Ahu."
Ses tonu ince ve hoştu, benim gözlerime tezatla onun açık mavi gözlerine baktım ve gülümsedim. O oturduğunda, yan sandalyesinde ki uzun ve yapılı esmer adam kalktı ayağa. Kara gözlerine ve siyah saç tutamlarıyla, uyumlu ve sert duruyordu. Bakışları donuktu, sertti. Elini uzattı ve konuştu.
"Feza Aktan." Dedi.
Onla tokalaştıktan sonra, benden biraz daha uzun olan beden yaklaştı yanıma ve elini uzattı gülümsemeyle, sarı, kıvırcık saçları ve tatlı gülüşü, beni de gülümsetmişti.
"Ege Atalay, memnun oldum."
Herkesle tokalaştıktan sonra, masanın başında oturan adamla göz göze geldim. Sakince oturduğu yerden kalktı ve yanıma doğru adımlamaya başladı. Uzun boyu ile oldukça heybetli duruyordu. Yanıma geldiğinde, göz göze geldik. Ormanları andıran yeşil gözleri ve siyah tutumları ile uyumluydu. Hafif çıkmış sakalları ve bıyıkları, dudaklarına oturttuğu alaylı gülümsemesi ile elini uzattığında, bende uzatmıştım.
"Yiğit Yaman."
"Sen artık benim çömezimsin!" demişti hemen ardından.