18. altı kişiden biri.

206 16 5
                                    

Barlas sert ve dik adımlarla karargaha giriş yapmıştı. Her adımında yer yerinden oynuyordu sanki.

İçeri girdiğinde, Adil beyi gördü ve hızla yanına ulaştı. Büyük elleriyle adamın yakalarından tuttuğunda, Adil’in yanındaki asker Barlas’a doğru adımlamıştı ki Adil elini kaldırmış ve durmasını emretmişti.

Asker geri çekilmiş ve odadan çıkmıştı.

“Ne oluyor Barlas!” Demişti adam.

“Bana oyun oynama!” Demişti Barlas öfkeyle.

“Sakın bana saygısızlık yapma. Ben senin kıdemlinim. Hem de büyüğünüm ben senin!” demişti despot sesiyle.

Barlas sinirle gülmüştü.

“Ben Barlas Erdemim. Eğer bana oyunlar oynamaya kalkarsan, ne seni tanırım ne de kıdemini! Hele ki benim ekibimden, kardeşlerimden biriyse mevzu bahis” dedi bastıra bastıra.

Adam yakasındaki ellerden kuruldu ve geri çekildi.

“Ahu’yu ateşe attın, bu iş böyle değildi! Sen kimsin de benim yerime karar veriyorsun?” dedi Barlas.

Adam öfkelendi.

“Ben görevim için her şeyi yaparım Barlas! Asıl sen kimsin de benim karşımda böyle dikiliyorsun?” dedi.

“Ben Alâka’nın lideriyim lan! Kurduğun bu planı hemen iptal edeceksin. Ahu oradan çıkacak, bu olay hiç yaşanmamış gibi üstünü kapatacaksın çünkü bu olay hiç yaşanmadı!” buz gibiydi adamın sesi.

Adil yerine oturdu ve teslim olmuş bir edayla arkasına yaslandı. Daha da öfkelenirse burayı dağıtacağını bildiğinden sustu adam. Tepki çekmek istemiyordu.

“Tamam, dediğin gibi olsun ama bir kaç gün sürer işlemler. Ayrıca bana yaptığın bu saygısızlığı unutmayacağım. Elimde büyüdün lan neredeyse” dedi Adil.

Barlas masaya yaklaştı ve hafif eğildi.

“Onlar bir yana, dünya bir yana, unutma” demiş ve kapıya adımlamıştı.

Çıkacağı sırada, Adil’in sesini duymuş ve duraksamıştı.

“Mevzu Alâkâ değil, Ahu Barlas.”
Barlas duyduğu ses ile ona dönmüştü.

“O da bizden, bizim gibi. Alâkâ ve Ahu farklı değil, bir.”

“Bu kadar çabuk mu? Bir yabancıyı bu kadar çabuk mu kabullendiniz?” dedi adam, meydan okurcasına.

Barlas dudaklarını birbirine bastırdı. Elini kalırdı ve parmağıyla herhangi bir noktayı işaret eder gibi yaptı ve konuştu:

“O bana bu dünyada yabancı olmayan altı kişiden biri.”
****
Ahu ayaklarını yere vurarak ritim tutuyor ve zamanın geçmesi için dua ediyordu. Sıkılmıştı, nefesi kesiliyordu, kapalı bir kutuda gibi hissediyordu kendini.

Biraz sonra nezaretin kilidi açılmaya başladığında, ayağa kalkmış ve kapıya yaklaşmıştı.

“Ne oluyor?” demişti kapıyı açan görevliye.

“Nöbetçi mahkemeye çıkacaksınız” demiş ve yolu göstermişti.

Ahu yürümeye başladığında, iki yanında polis memurları gelmiş ve ona eşlik etmişti.

Kafasını kaldırıp yürümeye devam ettiği sırada, az ilerde belki de şuan hiç görmek istemeyeceği yüzü görmüştü.

Barlas Erdem.

Barlas ona doğru geldiğinde, içindeki öfke yüzüne yansıyordu. Barlas’ın ona olan bakışları ise içli ve sevgi doluydu.
Barlas ona doğru adımlaya başladığında, çoktan ekip arabasına yürüyordu Ahu.

ADALET ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin