11.KULİS

213 12 9
                                    

(Yazarın Anlatımıyla)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yazarın Anlatımıyla)

“Görüntü ekranına geldi” dedi Çağan.

“Giriş hareketi pozitif” dedi Alin.

Barlas önündeki ekrana yansıyan ikiliye baktı ve komut verdi.

“Allah yardımcınız olsun...” dediğinde,

Ege ve Ahu’nun kafa sallamasını ekrandan izlemişti.

“Fatih Terim misin ağabey” dedi Ahu, elinde silah, ileriye yürürken.

Barlas ve diğerleri kulaklarına gelen sesi duyduğunda, Alin ve Çağan’ın küçük kahkahasını tutamamıştı, bunu duyan Ahu gülümsemişti. Ölüm kalım savaşı içinde bile kahkaha atmayı öğrenmişti Ahu, Alakadan.

Ahu ve Ege yan adımlarla, silahlarının namlusu yere bakarken, yürüyordu. Biraz sonra yol ikiye bölünmüştü. Ege eliyle sağı işaret etti, ardından kendini gösterdi ve sola doğru komut verdi.
Ahu kafa salladığında, sağa doğru adımladı, Ege ise sola.

Biraz sonra Ege kulağına gelen tıkırtılar ile misafiri olduğunu anlamıştı. Sakin ve temkinli adımlarla yürüyordu.

Biraz sonra karşısına çıkan adam, onu gördüğünde şaşırmış, ardından hızla silahını doğrultmuştu. Şimdi ikisi de birbirine silahını doğrultmuş, hamle bekliyordu.

“Sen kimsin lan? Ne işin var burada?” demişti adam öfkeyle.

“Eskilerden bir misafir diyelim” demiş ve hızla elindeki tabancayla, adamın eline vurmuştu.

Adam namluya asıldığında, çevik hareketlerle eğilmişti bedeni.
Eğildiği sırada, sağ elini yere koymuş ve sağ bacağıyla adamın ayaklarına vurmuş, yere düşürmüştü.

Çevik hareketlerle yere düşen adamın kafasına silahın kabzasıyla vurmuş ve bayılmıştı.

Ege bayılttığı adamı ortadan kaldırdığı sırada, Ahu boş koridorda yürüyordu. Kulağına taş sesleri, çark sesleri geliyordu ama uzaktan.

Biraz sonra önüne çıkan dönemeçten döndüğünde, karşısına siyah takım elbiseli, iri cüsseli bir adam çıkmıştı.

Adam hızlı davranmış ve silahını çekmişti. Ahu silahını ona doğrultmadığı sırada, ona silahını doğrultmuş ve konuşmuştu;

“Buraya gelen orospulardan biri misin sen?” demişti pis sırıtmasıyla.

Ahu ona silah doğrultan adamın eline bakmıştı. Hafif sarhoştu belli ki, silahı tutan kolu gergin değil, kırıktı. Aklına Yiğit’in dedikleri geldiğinde, güldü.
Karşısındaki adamın kafasını karıştırması lazımdı.

“Diyelim ki öyle, ne yapacaksın?” demişti Ahu.

Adam sarhoş kafasıyla, sırıtmış ve eli daha da gevşemişti. Bu sırada Ahu da beklediği hamle ile önündeki adama bir adım atmış ve silaha sarılı elini, kolunun altına almış, silahı tutan elini çevirerek, adamı düşürmüştü.
Şimdi silah Ahu’ya geçmişti.

ADALET ÇIKMAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin