One

2K 117 5
                                        

Baekhyun'un anlatımından

Yorgunlukla derin bir nefes verdiğim sırada son şişeyi de bırakmıştım. Burada çalışmaya başlayalı yaklaşık iki ay olmuştu ve hala tüm gün ayakta durmaya alışmış sayılmazdım.

Şarapların kokusunu sevmiyordum üstelik. Büyük bir imalathanenin şişeleme bölümünde çalışıyordum. Son adım bana aitti.

Tabii benim gibi onlarca çalışan vardı. Burası gerçekten büyük bir yerdi. Kıyafetlerimizin durduğu odaya girdiğimde çoğu kişinin hızla çıktığını fark etmiştim.

Üzerimdeki önlüğü çıkarmış ve küçük dolabıma koymuştum sonrasında. Ceketimi giydikten sonra sabah dolaba bıraktığım bel çantamı da almıştım.

Sonunda hazır olduğumda hızla alt kata inmeye başladım. Durumumuz iyi değildi ama annemin yıllar önce aldığı eski bir arabası vardı.

Ayağımızı yerden kesiyordu. Bu sayede işe gidip geliyordum.

Merdivenlerden inerken duyduğum ses ile duraksadı ayaklarım. Bir kez duyduğunda unutulmayacak bir ses tonuna sahipti buranın sahibi.

Bay Park, geçerken gizemli bir adamdı. Soğuk ve sessizdi. Çoğu zaman burada bile olmazdı.

Bir çok iş yeri olduğunu konuşuyordu imalathanedekiler. Gerçekten ona özenen bir çok kişi vardı.

Ben ise etrafımdaki insanları özenmeyi bırakalı çok olmuştu. Yalnızca yaşamaya çalışıyordum.

Duyduğum sesler benden uzaklaşırken ağır ağır adımlamaya başladım merdivenleri. "Normalde akşamları burada olmazsın. Ne oldu bir sıkıntı mı var?" Diye sordu sesini tanımadığım biri.

Derin bir nefes sesi duydum. "bir sorun yok, yalnızca biraz kafa dinlemek istedim." Bay Park'ın sesi her zamanki gibi ifadesizdi.

"Haklısın sende, benimde başımda her gün benden yardım dilenen işe yaramazlar olsa bende kafa dinlemek isterdim." Kaşlarım çatıldı. Çalışmayı yardım dilenmek olarak mı görüyordu?

Yüzünü buruşturdum hızla. Nefret ediyordum böyle düşünen tiplerden.

"Gereksiz konuşma Kai. Yardım dilenenlerin umurumda olmadığını biliyorsun." Kısık bir gülüş sesi duydum. "Tabii, sen parana bakarsın. Loey boşuna büyümedi bu kadar."

Son duyduğum kelimeler ile adımım havada öylece asılı kaldı. Loey, demişti. Gözlerim büyüdü farkındalıkta.

Bay Park, bu bizim mahallede sürekli adı geçen o adam olabilir miydi? Acımasız diyorlardı onun için.

Ama tuttuğunu koparır da diyorlardı. Seninle bir anlaşma yaparsa bu anlaşmanın arkasında son ana kadar dururmuş.

Eğer karşılığını verirsen istediğini yaparmış.

Aklımdan hızla geçen fikirlere karşı başımı olumsuzca salladım. Benim param yoktu. Benim babamdan kurtulma şansım yoktu.

Üstelik adamdan gerçekten acımasız diye bahsediyorlardı. Bir de başıma böyle bir bela almak isteyeceğim en son şeydi.

Son merdivende durdum ve güçlü motor sesini duydum. Lüks araba otoparktan çıkarken kendi arabama ilerlemeye başladım.

Onları dinlediğimi bilse bile başım belaya girerdi. Kesinlikle göze batmamalıydım.

Sessiz süren yolculuğumun sonunda karanlık mahalleme girdim. Mahallenin sokak lambası bile bozuktu. İki gündür bu haldeydi, belediyeyi aramayı unutma diye geçirdim içimden.

Captive/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin